Antalya ligde uzun bir geçmişi olmamasına rağmen Orhun Ene yönetiminde neler yapabileceğini geçen sene ispat etmişti. Oyun kurucuları Can Akın ile en iyi dış skorerleri Ersin Görkem'in sakatlıkları takımın süratini ve saha organizasyonunu ister istemez etkileyince G.Saray'a ancak kısa bir süre kafa tutabildiler. Douhit'i pota altında daha iyi kullanabilir ve son periyodda fark açıldıktan sonra daha iyi şut seçimleri yapabilirlerdi. G.Saray'ın geçen yıl olduğu gibi atletik özelliklerini değil, düşünmeyi ön plana çıkaran ve basketbolu doğru oynayıp gerekeni abartıya kaçmadan yapan yabancıları takımın çehresini değiştirmiş. Yabancılar böyle olunca bütün sarı-kırmızılı oyuncular kendi skorlarını daha az düşünerek oynuyorlar ve gereksiz bireysel zorlamalar yapmıyorlar. Böylece geçen yıla kıyasla daha etkin bir takım oyunu çıkıyor ortaya. Tabii topu doğru zamanda doğru yere ileten Cüneyt'in saha organizasyonu da bu işe önemli katkı yapıyor. İki tarafın da pota altını iyi kullandığı ilk yarının sonuna doğru Gurovic'in arka arkaya üçlükleriyle farkı açan G.Saray kontrolü eline aldı. Cüneyt o ana kadar potaya hiç top atmamıştı henüz, ama 20 dakikada 5 asisti vardı ve önce arkadaşlarına attırmayı düşünmesiyle üretilen 49 sayıda onlar kadar pay sahibi olmuştu. Erdem Türetken oldukça derli toplu oynadı ve skora daha fazla katkı yaptı. Cemal Nalga da yaptığı bloklar başta olmak üzere pota altında çok etkiliydi ve mükafatını hiç de alışık olmadığı kadar süre almakta gördü. Bu durum geçen yıl Fatih-Cemal ikilisinden çok az faydalanan sarı-kırmızılı ekip açısından bir başka önemli yaklaşım değişikliğiydi. G.Saray oyuna bu şekilde ağırlığını koyunca Antalya'ya söyleyecek pek bir şey kalmadı. Kozlar ilk yarıda paylaşıldı ve bitti. İkinci 20 dakika sadece farkın daha da açılmasını getirdi. Farklı sonuç sarı-kırmızılılar için net bir başarı ve gelecekteki daha güzel günlerin habercisiydi.