2002'nin son karşılaşmalarını oynadık. Uzun vadede TBL'in basketbol kalitesinin ve mali derinliğinin artacağı beklentisi içindeyiz. Kısa vadede ise kuvvetli ve zayıf noktaları giderek netleşen takımlarımızın sıkıntılarını aşmak ve özellikle de rakiplerinin birtakım spesifik taktik hazırlıklarını boşa çıkarmak amacıyla alternatif silahlar hazırlayacaklarını tahmin ediyoruz ve bu durumun ligin kalitesini artıracağını düşünüyoruz. Ligin yenilgisiz lideri Ülker aldığı farklı sonuçlarla üstünlüğünü pekiştirmeye devam ediyor. O.Renault karşısında özellikle pota altındaki üstünlükleriyle neticeye gittiler. Efes de Ülker'i hemen arkasından takip ediyor. Bu hafta toparlanmaya çalışan Darüşşafaka karşısında maçın başından itibaren öne geçip rahat bir galibiyet elde ettiler. Efes'in 77 sayıda kalması ve Jones'u tutamaması ilginç noktalardı. Cüneyt'in üçlük atışlardan skor üretmesine rağmen organizasyonda aksayabildiği yeşil-siyahlılar'da toparlanmanın yolu pivot performansından geçecektir. Haftanın ilginç karşılaşmasının özellikle üçüncü periyodunda takımdan gönderdiği oyuncusu Şemsettin'in hışmına uğrayan G.Saray Telekom'a boyun eğdi. Maçın en skorer oyuncusu Şemsettin'in başarısı sonuca yönelik etkili olmakla birlikte sarı-kırmızılı takımda asıl sorun, dışarıdan attıkları şutlarda isabet kaydedemedikleri durumlarda etkisiz kalmaları ve oyundan düşmeleriydi. Hücum çeşitliliği açısından oldukça dar bir yelpazeye sahip olmaları haftalardır görülmekte, ancak şutlar girerken ve maç kazanırken kimse üzerinde durmamaktaydı. Karşıyaka'yı ağırlayan Beşiktaş ligin sayı kralı Jefferson'u 4 sayıda tutup (0/9 üçlük) oyun planında kendilerinin dahi beklemediği bir başarıya ulaşarak çok istediği galibiyete ulaştı. Jefferson'un etkisiz kalmasıyla hücum dengesini kaybeden ve geçerli çareler üretemeyen İzmir ekibi, Hakan'ın kişisel performansıyla maçtan kopmadı. Lindeman ile henüz formsuz da olsa işe yarayacak bir pivot yakalayan Beşiktaş'ın yükselişini sürekli kılmak için hücumda dışarıdan şut atmaya dayanan anlayışını mutlaka çeşitlendirmesi gerekiyor. Nedim'in yeteneğini sergilemeye başlaması ise sevindiriciydi. Üst üste galibiyetler alarak puan cetvelinde tırmanışa geçen F.Bahçe TED Kolejliler'i de farklı yendi. Hücum performansının dışında hava topları (40) top kayıpları (8) asist (20) gibi temel kategorilerde de başarılı olmaları içinde bulundukları çıkışın sağlam temellere dayandığını gösteriyordu. Üç yabancılı kadrosuna rağmen sıkıntılı bir dönem geçiren TED Kolejliler iki galibiyet ile ligin alt sıralarına yerleşmiş durumda. Son birkaç haftanın en başarılı takımları arasında yer alan Tekel, sıralamada kendisine rakip olabilecek ekipler karşısında arka arkaya aldığı galibiyetlerle lige başladığı alt sıraları çoktan geride bırakıp orta sıralardaki yerini sağlamlaştırmakta. Galibiyet için canını dişine takmış Göztepe'yi kendi saha ve seyirci avantajna rağmen yenmeleri önemli bir başarıydı. Miliçeviç'in başarılı oyununa rağmen galibiyete hasret kalan İzmir ekibi 11 maçta tek galibiyetle biraz geride kaldı. İTÜ'yü devirerek çok değerli bir galibiyet alan "yüzde yüz yerli" Büyük Kolej 4 galibiyete ulaşarak kendisini güvenceye aldı ve bir arada oynamaya alışan kadrosuyla daha yukarıları zorlamanın hesaplarını yapmaya başladı. Yüksek istatistiklerle 18 sayı üreten Orhun'un katkısı İTÜ cephesinde bu sefer galibiyete yetmediyse de ilerleyen haftalarda daha iyi olacaklarını düşünüyoruz.