Bu sene büyük hedefleri olan ve 6. haftaya namağlup olarak giren Fenerbahçe, geçtiğimiz birkaç haftada bir takım sıkıntılar yaşayan Tuborg Pilsener'den oldukça farklı olan, boyun eğmeyen ve kazanmak için mücadele eden bir takım buldu karşısında. Baştan sona büyük çekişme içerisinde geçen karşılaşma boyunca İzmir ekibi, özellikle hava toplarında yakaladığı üstünlükle iddialı rakibine kafa tuttu ve 19 top kaybı yapmalarına rağmen sonunda maçı kazanıverdi. İlk yarıda kıl payıyla da olsa oyunu önde götüren sarı - lacivertliler, maç boyunca sakat oyuncuları Salyers'in eksikliğini hissettiler. Diğer oyuncuların sahada telafi etmeleri gereken bu eksiklik Salyers'in ortalamalarına göre 18 sayı ve 9 hava topu ediyordu. Maçın son bölümünde arka arkaya birkaç hücumdan boş döndükleri ve İzmir ekibinin bu fırsatı değerlendirip son dakikaya maçı kazanma yolunda önemli avantaj sağlamış olarak girdiği dönemde (80-73) bu sıkıntı açıkça hissedildi. TBL'in geçen yılki sayı kralı Salyers gerçekten önemli bir oyuncu, ancak Fenerbahçe gibi büyük hedefleri olan bir takımın bu tür bireysel eksikliklerin üstünden gelmenin yollarını yine de bulabilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Asım Pars'ın pota altı mücadelesi, Fenerbahçeli Harvey'in 9 sayı, 2 hava topunda kalmasıyla bu bölgede ibrenin takımı lehine dönmesini sağladı. Mrsiç dışarıdan sayı üretmeyi sürdürdü ve görevini de yaptı açıkçası, ancak yüksek yüzdeyle oynayan ve 4 oyuncusu çift rakamlı skorlara ulaşan İzmir ekibini alt edebilmek için skor üretiminin sarı - lacivertli oyuncular arasında biraz daha yayılmasına ihtiyaç vardı ve Mrsiç'e bu anlamda Rasim Başak hariç eşlik edebilen çıkmadı. Fenerbahçe'yi uygun bir zamanda yakalaması İzmir ekibinin aldığı galibiyetin değerini düşürmüyor. Ligin zirvesini hedefleyen takımlardan birini, hem de tartışılmaz seyirci gücüne sahip olduğu kendi sahasında devirmeleriyle çok değerli iki puanı kapıverdiler. Böylesine bir galibiyetin motivasyonu ile bir çıkış dönemine girmeleri beklenebilir. Fenerbahçe gibi büyük camialarda yüksek hedeflere yönelmenin getirdiği baskının ne kadar yüksek olabileceğini biliyoruz, ancak uzun lig maratonunda bütün maçları kazanmanın mümkün olamadığı da bir gerçek. Eksik taraflarını doğru teşhis edip zamanında önlem alabilenlerin bu yarışta daha uzun soluklu olabildiklerini en iyi bilenlerden olan Aydın Örs'ün takımının gelecek hafta kaldığı yerden devam edeceğini düşünüyoruz.