Türkiye'nin gururu

A -
A +

Türkiye Basketbol Federasyonu, son bir aydır sürdürdüğü çalışmaların sonucunu aldı ve Japonya'ya, 2006 Dünya Şampiyonası'na gitmeye hak kazandık. Sahada elendiğimiz bir turnuvaya katılmanın kıvancını hep birlikte yaşayalım. Çünkü davetiyelerin dağıtılmasında FIBA'nın belirlemiş olduğu kriterler, basketbolun da ötesinde tüm ülkemize yayılan bir zincirin halkalarından oluşuyor. Davetiyeler verilirken, saha içi kapasitenin ötesinde, başarılı bir Federasyon, güçlü bir basketbol yönetimi, organizasyon kapasitesi, medya ve kamuoyu desteği gibi çok sayıda kriter değerlendiriliyor. Uluslararası alanda bu seviyelerde verilen mücadeleler sportif boyutu aşıp, devletin kimliği ile de özdeşleşen bir kapsama yöneliyor. Başarımız bir anlamda Türkiye'nin büyüklüğünde şekillenmekle birlikte yine de yeterli olmuyor. Sonuca gitmek için iyi bir strateji, etkili bir lobi çalışması ve uluslararası alanda etkinlik gerekiyor. Ülkemizin geleneksel olarak sıkıntı çektiği bir boyut olan uluslararası alanda, Türk basketbolu hakikaten etkili bir çizgi yakalamış durumda. 5 kıtaya yayılan farklı kültürlerin ve bölgesel çıkarların çekiştiği dünya platformunda, gerek 2010 Dünya Şampiyonası'nın ülkemize alınışı, gerek 2006 davetiyesi, basketbolla ilgilenen ya da ilgilenmeyen her Türk insanı için gurur verici başarılar olarak göğsümüzü kabartıyor. Bizimle birlikte diğer davetiyeleri paylaşan ülkelere baktığımızda, başarının boyutu daha iyi ortaya çıkıyor. Porto Riko, Amerika Kıtası'nın güçlü temsilcisi, İtalya Olimpiyat ikincisi, Sırbistan ise bir önceki Dünya Şampiyonu ve toplamda 5 şampiyonluğu var. Birde, daha önce sadece bir kez Dünya Şampiyonası'na katılmış Türkiye'miz. Aralarından sıyrıldığımız ülkeler kolay yutulur lokmalar değil. Rusya'nın Dünya ve Olimpiyat şampiyonluklarından oluşan parlak bir başarı kimliği var. Kanada, Kore, Dominik Cumhuriyeti ve sahada bizi yendiği halde geride bıraktığımız Hırvatistan ... Türk basketbolunun bütün engelleri aşıp güçlü rakipleri bir kere daha geride bırakmasında Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Ali Şahin'in desteği de önem taşıyor. Bu tür büyük zaferler, ancak hep birlikte mücadele edilerek kazanılabiliyor çünkü. Bundan sonrasını Bogdan Tanjevic çok güzel özetlemiş. Türkiye için büyük gurur duyduğunu söylüyor ve ekliyor: "Şimdi önümüzde önemli bir hedef var. Bunun için çalışacağız." Japonya bileti, son dönemde saha içinde istediği sonuçları alamayan Milli Takımımız için önemli bir fırsat. Avrupa'nın ilk 9 takımı arasına girememiş iken, şimdi dünyanın en iyileri arasında er meydanına çıkacağız. Bu durum takımımıza aynı zamanda önemli bir sorumluluk yüklüyor. Japonya'da saha içinde başarılı olmamız ve takım olarak kenetlenmemiz gerekiyor. Kura çekimi 15 Ocak'ta, Tokyo'da yapılacak. Rakiplerimiz belirlendikten sonra netleştirilecek hazırlık programıyla bu çok önemli mücadeleye hazırlanacağız. Yolumuz açık olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.