Üçte üç yaptık

Basketbolun gerektirdiği saha içi uygulamaları iyi yapmanın yanında gerektirmediği profesyonel olumsuzlukları da uygulayan Brezilya - Efes World Cup'da yerde yatan İbrahim'in burnunu kıran, 2002 Dünya Şampiyonası'nda kenardan top çıkaran Hidayet'e benchten tüküren onlardı - yenilmesi kolay bir takım değildi. Biz grup ikinciliğini garantilemek, onlar ise gruptan çıkma yolundaki iddialarını sürdürmek için kazanmak zorundaydık ve durum maçı iki taraf için de zorlaştırıyordu. İlk yarıda Brezilya'ya kıyasla daha etkiliydik. Kaya oyuna çok iyi başladı. Yakaladığımız hücumlarla birlikte Serkan'ın skor üretiminde liderliği üstlenmesi, zaten iyi yaptığımız savunma mücadelemize eklenerek oyunda üstünlüğü bize getirdi. Kerem, Ersan ve tüm görev alan oyuncularımız başarılıydı. İlk yirmi dakikanın sonuna doğru bir Engin Atsür üçlüğü ile farkı 11 sayıya açtığımızda şut isabeti, oyun içindeki paylaşım, dayanışma ve diğer kriterler açısından başarılı bir basketbol sergilemekte idik. İlk iki maçta görev almayan Engin'in Brezilya karşısında oyun kurucu pozisyonunda sorumluluk alarak önemli katkı yapması kişisel kapasitesini olduğu kadar coach Tanjevic'in genç oyunculara inancını da göstermekteydi. Brezilya ikinci yarıda toparlandı. Farkı kapattıkları gibi öne de geçtiler. Topla çok süratli dalışlar yapan Barbosa'yı (26 sayı) Engin ile ancak bir ölçüde durdurabildik. Bitime 5 saniye kala bir sayı geride olarak iki faul atışı kullanma noktasına geldiklerinde galibiyete daha yakın olan taraf Brezilya idi. Tanjevic'in birbirine eklediği iki mola süresince konsantrasyonunu kaybetmekten mi olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz belki, ancak sahanın en skoreri Barbosa bu iki kritik iki faul atışının ikisini de kaçırdı. Sahada öyle bir mücadele vardı ki maçın kalan son 5 saniyesi gerçek zamanla 5 dakika sürdü. Ermal, Machado ve Ender'in sırasıyla ikişer faul atışı ve molalar sığdı bu son 5 saniyeye. Yorgunluk ileri seviyelere ulaşmıştı, ancak oyunu hiç bırakmadık. Sonunda galibiyete ulaştığımızda kazandığımız sahadaki basketbol maçının da dışına taşan bir hırs ve gurur mücadelesiydi. Oyuncularımız birbirlerine ve galibiyete kenetlenmenin müthiş bir örneğini sergilediler. Yorgun olanımız, sakat olanımız istisnasız yüreklerini koydular. İhtiyacımız olduğu anda şans da bizimle oldu. Böylece grupta ikinciliği büyük ölçüde garantilemiş olarak son iki maçımıza çıkacağız. Hamamatsu'da son gün Yunanistan ile grup birinciliği için oynayacağız. İkinci defa katıldığımız dünya şampiyonasının 'ölüm grubu' olarak nitelenen en zor grubunda ilk üç maçın üçünü de kazanarak müthiş bir başlangıç yapan milli takımımız ülkemize daha şimdiden çok önemli gurur ve şeref kazandırmıştır; bu çizgimizi sürdürdüğümüz taktirde daha yapacağımız çok şey vardır.