Beşiktaş ve Ülker arasındaki ikincilik mücadelesinde kozların paylaşılması ve TBL'deki dengelerin oluşması açısından oldukça önemli bir haftayı, Ülker'in zaferiyle geride bıraktık. Rakibini kendi evinde ağırlamanın avantajıyla maç boyunca önde olan Beşiktaş, son anlardaki hatalar yüzünden maçı kaybetti ve bir anlamda tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Böylelikle önemli bir fırsatı harcadılar, çünkü maçın geneli itibarıyla Naumoski hariç pek de iyi oynamayan Ülker, Beşiktaş'a üstün geldiği belki de tek kategori olan 'tecrübe'siyle galibiyeti son anda kurtaran taraf oldu. Beşiktaş'ın kadrosu iyi, oyun stilleri heyecan verici; sezonun bu ilerleyen haftalarında artık takımda rollerin daha iyi oturmasını ve kritik hataların minimuma indirilmesini sağlamaları gerekiyor. Sadece iki mağlubiyetle liderlik koltuğunu eline tutan ve elindeki kadronun kapasitesine kıyasla Türkiye'de ve Avrupa'da daha başarılı olan Efes, Büyük Kolej karşında da işi başından sonuna kadar sıkı tutarak rahat bir galibiyet elde etti. Düşme hattınan uzaklaşma mücadelesi veren Oyak Renault, ikinci yarının flaş takımı Pınar Karşıyaka'yı oldukça terletmesine rağmen galibiyeti koparamadı. Karşıyaka taraftarları açısından bu çıkışın en önemli noktası 'Domercant Show'un devam etmesiydi (32 sayı, 11 hava topu) İki takımın çekişmeli mücadelesi, son saniyelere kadar sürdü; son dakikaya 70-70 girildi. Yakaladığı şansı değerlendiremeyen Bursa ekibi oldukça iyi oynadığı bir maçtan eli boş döndü. Haftanın en ilginç sonucu, haftalardır galibiyet alamayan ve ligin en altına yerleşen Tofaş'ın, ikinci yarıda oldukça iyi sonuçlar alan Darüşşafaka'yı devirmesiydi. Cüneyt'in 36 sayısı ve isabetli şutları bireysel olarak etkileyiciydi, ancak kazanmak için Darüşşafaka'nın daha dengeli bir takım performansı oluşturması gerekiyordu. Tofaşlı genç oyuncular kazandıklarından daha fazla maç kaybediyorlar, ancak galibiyet hanesinden çok daha önemli bir haneye, tecrübe hanesine önemli kazançlar yazdıkları açık. Takımdaki gençlerin zor şartlarda olgunlaşmalarının getirileri olacaktır kuşkusuz. Giriştikleri amansız ligde kalma mücadelesinde nasıl bir sonuç alacaklarını hep birlikte göreceğiz. G.Saray bu sezon oldukça başarısız bir grafik çiziyor, galibiyetlerinin iki misline yakın mağlubiyet aldılar. Aras İTÜ karşısında oldukça iyi oynamalarına ve son birkaç dakikaya 11 sayı önde girmelerine rağmen avantajlarını koruyamamaları taraftarlarını üzdü. Her iki takımın da galibiyete çok ihtiyacı vardı; 'Teknik', son dakilarda yaptığı baskılı savunma ve gösterdiği büyük kazanma azmi ile mutlu sona ulaşan taraf oldu. G.Saray'ın maçtan sonra daha önce birkaç maçta da yaşanıldığı gibi gerginlik ortamını körüklemesi kendilerine yakışmadı. İkinci yarıda coach değişikliğine gittikten sonra grafiklerini düzelten iki takımın mücadelesinde, özellikle ikinci yarıdaki etkili oyunuyla gülen Tekelspor oldu. Avrupa Kupası'ndan - bizce kendilerinden zayıf bir takıma - elenen Telekom, saha içinde gereken dengeleri oturtamadığı taktirde giderek yaklaşan play-off'larda son birkaç yılın en kötü neticesini alabilir. Tuborg ve F.Bahçe, FIBA Avrupa Kupası Güney Konferansı Dörtlü Finali yüzünden ligde maç yapmadılar. Dörtlü Finalde iki Türk takımının birden yer alması gurur vericiydi. Konferans şampiyonluğunu alan ve Avrupa genelindeki Dörtlü Final'e katılmaya hak kazanan Tuborg'u kutluyoruz. Bu başarı onları sakın gevşetmesin, Avrupa Kupası'nı da alma yolunda ciddi bir şansları olduğunu düşünüyoruz.