Benetton Treviso Avrupa'nın dev ekollerinden biri. Fenerbahçe Ülker'i Treviso'daki ilk maçta 93-83 yenmeleri kapasitelerini gösteriyordu. Ne var ki Euroleague'deki ilk 9 maçının sadece ikisini kazanan temsilcimizin artık yenilmeye tahammülü yoktu ve hafta boyunca bu maça hazırlanmışlardı. İsabetli üçlüklerle Fenerbahçe'nin ilk 13 sayısının 11'ini üreten Solomon, sarı-lacivertlilerin ilk periyottaki atağının hazırlayıcısı oldu. Takımının savunma potansiyelini yükseltmek için Ömer Onan'la başlayan Aydın Örs, Solomon'un bu ekstra hücum üretimi sayesinde ilk periyodun bitiminde (18-11; Solomon 14 sayı) istediğini almış olarak oyunun sonraki safhalarını planlama olanağına kavuşmuştu. Benetton pivotu Marcus Goree'nin yokluğunda pota altında rahatlayan Kambala'dan da sayı çıkardık. İlk maçta 25 sayı üreten Kambala bıraktığı yerden devam etti ve mutlaka kazanmak zorunda oldukları karşılaşmada (iyi başlamış olmanın da getirdiği motivasyonla) iyi savunma da yaptı. Sarı-lacivertlilerin uyguladığı tam saha baskı da İtalyan ekibini zorladı. Solomon'un bıraktığı yerden Mrsiç devam etti. Hücum üretimi ilk yarıda daha çok dış atışlardan oluşsa da yakaladıkları yeterli isabet oranı onlara istedikleri üstünlüğü sağladı. Benetton geriye düşünce hiç istifini bozmadı. Özellikle de süratle geri koşarak Fenerbahçe Ülker'e hiç hızlı hücum fırsatı tanımadılar. Böylelikle temsilcimize ekstra sayı imkanı vermeyerek farkın fazla açılmasını önlediler ve dış şutların girmeyebileceği ileriki dakikalarda, arayı kapatmanın hesabını yaptılar. Ömer'in aldığı topları hızla hücum alanına taşıması sarı-lacivertlilerin temposunu yükseltti ve bu eksikliği bir ölçüde kapattı. Üçüncü periyodun başında topu daha fazla içeri indirerek hücum üretimlerini daha güvenli bir eksene taşıdılar. (46-33) Kambala'nın aldığı topları nadiren tekrar dışarı çıkarması çok fazla yıldıza sahip Fenerbahçe'nin dış skorerlerini biraz soğuttu. Sarı-lacivertlilerin takım halinde iyi oynamalarının yolunun topu içeri-dışarı oynayarak mümkün olduğunca fazla kişiyi 'sıcak tutmaktan' geçtiği bir kere daha görüldü. İkinci ve üçüncü periyotlarda yapılan iyi savunmanın potadan dönen Benetton şutlarının kapılmasıyla taçlandırılamaması savunma etkinliğimizi düşürdü. İtalyanlar kritik hücum reboundları aldılar ve epeyce canımızı yaktılar. Fenerbahçe bu nedenle maç boyunca Mirsad'ı aradıysa da bu eksikliklerini sonraki bölümlerde Rasim'in mücadele gücüyle çözdüler. Fenerbahçe Ülker'in aldığı galibiyetin mimarı yaptıkları savunma idi. Hava toplarında daha iyi olabilseler savunmanın etkisi daha da iyi görülecekti. (Bu şekilde oynayabildiklerini görünce kıl payı kaybedilen Aris ve Pau Orthez maçlarına hayıflanmamak mümkün olmuyor.) Dün verdikleri mücadele kalan maçlarını kazanarak gruptan çıkmaları için bir ümit ışığı olduysa da geldikleri noktada sarı-lacivertlilerin bundan sonraki yolu hiç de kolay değil. Her maçı birer birer hedefleyip adım adım gitmekte fayda var; ilk hedef kuzeyin 'soğuk ekibi' Zalgiris'i yenmektir, kalanına ondan sonra bakılabilir.