Yeni gelişmelerin miladı

A -
A +

New York'taki üzücü hadiseler yüzünden gündem çok çabuk değişse de Avrupa Şampiyonası'nın olumlu yankıları sürüyor. FIFA sıralamasında futbol milli takımımızın 33.'lükten 34.'lüğe düşürüldüğü bir ortamda, basketboldaki başarımız daha da öne çıkıyor. Avrupa ikincisiyiz artık, hem de yıldızlar topluluğu Yugoslavya karşısında şampiyonluğa çok yaklaşan ve gümüş madalyayı bütünüyle hak eden bir Avrupa ikincisi. 12 Dev Adam basketbol parkelerinden tüm Türkiye'ye umut aşıladı. Yüksek hedef belirlemekten korkmamayı, sonra da o hedef için sonuna kadar mücadele etmeyi, paylaşmayı, dayanışmayı, özveriyi, bahaneler üretip onların arkasına sığınmamayı - final maçındaki hakeme sonradan gösterilen tepkiler genel çizgimizin dışındaydı, o konunun gereğinden fazla abartıldığını düşünüyoruz - öğrettiler bize. Sadece Avrupa'da değil, dünya çapında yayınlanan karşılaşmalar ülkemizin tanıtımına önemli katkıda bulunurken, ülke içinde ise normalde futbolun domine ettiği medyamızın ilgisi mükemmeldi. TRT maçların neredeyse tümünü yayınladı, yüksek izleyici ölçümleri yakalandı. Diğer kanallar haberlerde geniş yer verdi. Basketbolumuz sayfa sayfa spor bölümlerinden taşarak gazetelerin ilk sayfalarına yerleşti. Ve saha dışında da çok başarılı olduk. Yurt dışındaki basketbol çevrelerinden, federasyonlardan, katılan takımlardan, VIP konuklardan, Amerika'dan, NBA'den ve hatta büyük çekişme yaşadığımız ULEB'den gelen organizasyona ve konukseverliğimize yönelik tebrik ve teşekkürler, aradan geçen süreye ve yoğun uluslararası gündeme rağmen hâlâ devam ediyor. Global ekonomik krizi en derin yaşayan iki ülkeden biriyken (diğeri Arjantin) uluslararası alanda çok kişi Türkiye'nin böylesine bir organizasyonun altından kalkabileceğine şüpheyle bakıyordu. Ancak Gençlik ve Spor teşkilatımızın da desteğiyle Basketbol Federasyonu, organizasyon komitesi, gönüllüler ve organizasyonun değerli sponsorları öylesine bütünleştiler, başarmaya öylesine kilitlendiler ki, çıta başarıdan başka her türlü sonucun sürpriz olacağı yüksek bir seviyeye çekiliverdi. Sahada olduğu gibi saha dışında da şampiyonluğu hedefledik. Çok boyutlu karmaşık bir organizasyondan yüzümüzün akıyla çıktık. Sponsorluk başarısı "Spor artık bir endüstri sayılıyor, modern dünyada gelişimini şirketler/sponsorlar taşıyor, biz bu çizgiyi ne zaman yakalayacağız" diye hayıflanırdık. Avrupa Şampiyonası bağlamında yapılan sponsorluk çalışmalarının başarısı önceki örnekleri fersah fersah geride bıraktı. Garanti'nin profesyonelce oluşturduğu sponsorluk konsepti, milletimizi ülkemiz insanıyla bütünleştiren filmiyle, çok başarılı müziğiyle ve diğer etkinlikleriyle harcanan paranın - ve diğer tanıtım faaliyetlerinden elde edilebilecek benzerlerinin - çok üzerinde bir tanıtım getirisi sağladı. Athena'nın hazırladığı müzik kitlelere mal oldu adeta. Diğer takımlar dahil herkesin yürekten benimsediği "12 Dev Adam" şarkısı tribünleri harekete geçirmekte öylesine etkili oldu ki, bu durum spor ve gösterinin birleşmesinde dünyanın en iyisi sayılan NBA yetkililerinin dahi dikkatini çekti. "Merchandising" tabir edilen forma, şapka ve benzeri malzeme satışında yine dünya örneklerini epeyce geriden takip etmekte iken, organizasyonun bu alandaki partneri Dagi firmasının önceden belirlenmiş bütün hedefleri alt üst eden müthiş satış başarısı aslında epeyce geç kalınan bir tuğlanın yerine yerleştirilmesiydi. Final maçında tribünler neredeyse tamamen Türk Milli Takımı formasını giyiyordu. Basketbolun medyada böylesine yer alması, ülke gündemine yerleşmesi ve özellikle de destek veren firmaların sağladıkları tanıtım başarısı, gelecekte oluşacak sponsor potansiyeli açısından önemli bir ivme sağlayacaktır kuşkusuz. Seyircinin kalitesi Salonlarda bütün koltuklar ilk defa numaralandırılmış ve biletler Türkiye'nin basketbol maçı standartlarına göre yüksek fiyatlardan kapışılmıştı. Tribünlerdeki güçlü desteğin arkasında her zamanki seyirci kitlesinin ötesinde yeni bir hedef kitle vardı, arabasını düzenli bir otoparka bırakmayı, maç başlamadan kısa süre önce gelip kendisini bekleyen önceden belirlenmiş koltuğuna oturmayı, kafasının üzerinden ayran şişeleri uçmadan maç seyretmeyi, ailesiyle temiz tuvaletler kullanmayı, büfelerden kaliteli hizmet almayı bekleyen ve karşılığında bütün bunların ücretini ödemeye hazır bir seyirci kitlesi. Seyircilerimiz birkaç küçük pürüz haricinde bekledikleri bu hizmetlerin hepsini aldılar ve karşılığında müthiş bir desteğin dışında çok önemli bir başka boyut kattılar basketbolumuza. Kazanırken ve kaybederken ne küfür edildi salonda, ne iç içe oturduğumuz rakip seyircilerle kavga çıktı, ne de sahaya yabancı madde atıldı. Ve yabancılar seyircilerimizin kalitesine hayran kaldılar. 32.Avrupa Şampiyonası Türk basketbolu için saha içinde ve dışında çok önemli gelişmelerin miladı oldu. Basketbolumuzu saha içinde olduğu kadar dışında da yeni başarılar bekliyor ve devamını getirmenin sorumluluğundan hepimize pay düşüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.