Yüksek tempoda keramet olabilir

Prokom'un kadrosu atletik kapasite ve basketbol yeteneği açısından Efes ile baş edebilecek kapasitede değildi. Ancak eksik kapasitelerinin bilincindeydiler. Basit ve yavaş bir basketbol oynadılar inatla. Akıllıca oynayarak tempoyu baş edebilecekleri bir seviyede tutup Efes'i kendilerine uydurdular. İlk 9 dakikanın sonunda sadece 8 sayı üretebilmiş olan temsilcimizin önündeydiler (8-12) ve yine aynı şekilde iki takımın da 30 sayının üzerine çıkamadığı ilk yarının da galibi oldular. Efes'in yıllar önce gönderdiği Hüseyin pota altında korakor mücadeleye girmektense dışarı kaçıp orta mesafeden şut atmayı yeğledi, ama (ilk periyodun dışında) isabetli atışlarla Polonya takımının en skoreri oldu. Efes onu Kerem'le daha iyi tutabilirdi. Seyredenler Efes'in ikinci yarıda tempoyu arttırıp farka gideceğini düşündüler ancak öyle olmadı. Lacivert-beyazlılar heyecan dozu düşük kontrollü oyun tarzlarını sürdürdüler. Bu durum Polonya ekibinin işine geliyordu; üçüncü periyot yine eşitlikle geçildi (51-51) ve sonrasında birkaç sayı geriye düşseler de maçı kazanabilecek çizgide kaldılar. Bitime 30 saniye kala buldukları müsait üçlüğü değerlendirebilseler skoru eşitleyeceklerdi. İkinci periyodda topu Prkaçin'e indirip, onun hiç acele etmeden olduğu yerde driplinglerle atış aramasına ve diğer oyuncular oldukları yerde durarak onu izlerken yardıma gelen olursa boş adama pas çıkarmasına dayanan Efes'in hücum tarzı, oldukça klişeleşmiş bir anlayıştı. Kenardan gelen Kerem Gönlüm'ün enerjik oyunu takımının hücum çeşitliliğine katkı yaptı ve sonucu etkiledi. Oysa daha iyisini yapabilirlerdi. Nicholas ve Jenkins gibi son derece süratli skorerlere ve Haislip ile Kerem gibi atletik forvetlere sahip lacivert-beyazlılar her şeyden önce oyunu biraz daha hızlandırabilirlerdi. Daha fazla risk almak gerekliydi tabi bunun için ve belki birkaç tane fazladan top da kaybederlerdi muhtemelen. Ancak potaya daha fazla atış yaparlar ve sonuç olarak ilk yarıda ürettikleri 29 sayının daha fazlasını üretirlerdi. Böyle bir oyun tarzına her halükârda ayak uyduramayacak Prokom teslim bayrağını çeker ve oyundan kopardı büyük ihtimalle. İkinci yarıda da duruma göre devam edebilirlerdi. İlk maç her zaman zordur ve galibiyet galibiyettir. Temsilcimiz maçı kazandı ve istediğini aldı sonuç olarak. Ancak Efes'in bu yıl son derece heyecan verici bir kadrosu var ve sezonun bütünü ile sonlardaki iddialı hedefler göz önüne alındığında, kapasitelerini mümkün olduğunca verimli kullanmak iyi olacaktır. Bunun için Efes'i Efes yapan kontrollü oyun anlayışını ve sarsılmaz savunma prensiplerini biraz gevşetmek pahasına daha süratli ve heyecanlı bir basketbol oynamayı düşünmeliler bizce. Böyle yaptıkları taktirde izleyenlere tam bir basketbol ziyafeti ve heyecan fırtınası yaşatabilirler ve alıştıkları seyirci ortalamalarının da üzerine çıkarlar.