Bütün takımların birbirini yenebildiği, ancak Efes ile Ülker'in diğer takımlardan ayrı ve onların biraz daha üzerinde bulunduğu ligimizde çok önemli bir "ilk yarı sonu " maçıydı, çünkü namağlup Ülker karşısında tek mağlubiyetli Efes'in haftalardır beklenen kapışması liderliği çok yakından etkiliyordu. İki takım da maça öylesine kontrollü başladılar ve oyunun her bölümünde öylesine fazla dikkat ettiler ki, (ilk 20 dakikanın sonunda sadece 3'er top kaybıyla belki de ligin rekorunu kırdılar) iki tarafın da maç boyunca arayı açması mümkün olmadı. Çok çekişmeli ve heyecanlı bir mücadele oldu. İlk dakikalarda Ülker'in sanki tedirgin savunmasına karşı daha düzenli hücum etme imkânı bulan Efes, az da olsa üstünlük sağladı. (29-21) Bir süre sonra Kambala'nın Blair'e karşı biraz kısa kalmasından faydalanan Ülker savunmayı toparladı. Hücumda da penetre ederek ve topu pota altına indirerek akıllı pozisyon ürettiler. Bu bölümde Kaya'nın pota altındaki mücadelesi Efes'e önemli katkı sağlarken bazı maçların suskun adamı Granger'ın Efes'e kazandırdığı potansiyel (Garanger ilk yarıda 10 dakikada 12 sayı üretti) de unutulmamalı. Buna rağmen Ülker'in toparlanan savunmasıyla yakaladığı ivme ilk yarının sonuna doğru oyunun dengesini etkiledi. Efes maçın başındaki hücum düzenini kaybederken Ülker, daha iyi hücum ederek 40 sayıya ulaşıp ve devreyi önde bitirdiyse de hava topları, şut yüzdeleri ve top kayıpları gibi kilit istatistiklerde, iki tarafın birbirine üstünlük sağlayamamış olması maçtaki çekişmenin göstergesiydi. Ülker üçüncü periyodun başında arayı istediği gibi açmasa da oyunu büyük ölçüde kontrolüne almıştı. Efes yine de mücadeleyi bırakmadı. Zaman zaman eleştirilen Golemaç'ın arka arkaya iki üçlük basketi periyodun sonunda Efes'i yeniden öne geçirdi. (60-56) Son periyodda, Efes daha iyi savunma yapıp oyuna hakim olurken, hücumda düzenini kaybeden taraf Ülker oldu. Dakikalar bu şekilde kayıp geçerken Efes'in bazı top kayıpları ve Ülker'in bireysel çabalardan gelen isabetli üçlükleri turuncu-yeşillileri maçı kazanabilecek bir menzilde tuttu. Son iki dakikada nefesler tutulurken Kerem ve Brown imzalı iki üçlük Efes'e galibiyeti getirdi. Lacivert-beyazlılar, ikinci yarıda Ülker'e kıyasla şut yüzdelerinde ağır bastılar. Hava toplarında daha etkili olmaları da önemli bir etkendi; Kerem ile Kaya 7'şer hava topuyla önemli katkı yaptılar. İki tarafın da sonuna kadar mücadele ettiği ve galip ile mağlubun küçük hatalardan ortaya çıktığı bir maçtı. İki taraf da öylesine kıran kırana bir mücadele sergilediler ki, hangi taraf olursa olsun kazanan önemli bir avantaj yakalarken kaybedene yazık olacaktı. Ligin zirvesini paylaşan iki güzide takımımızın arasındaki çekişmenin ilerleyen haftalarda daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.