Japonlar taze balığı çok seviyorlardı.. Japonya sahillerinde her zaman bol balık bulmak mümkün olmadığından balıkçılar nüfusu doyurabilmek için büyük tekneler yaptırıp uzaklara açıldılar. Ancak avlanmak için uzaklara gittikçe, dönüş yolu da uzamakta ve tutulan balıkların tazeliği kaybolmaktaydı. Japonlar, tazeliğini kaybetmiş balığın lezzetini sevmediler... Balıkçılar, problemi çözmek için teknelerine soğuk hava depoları kurdu. Böylece istedikleri kadar uzağa gidebilecek, balıkları da soğuk hava deposunda saklayabileceklerdi. Ancak Japon halkı, taze balıkla dondurulmuş balık arasındaki lezzet farkını ayırt etti ve dondurulmuş balığı tercih etmedi... Balıkçılar bu defa da teknelerine akvaryumlar yaptırdı. Balıklar içeride biraz sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı ama yine de canlı kalacaklardı... Japon halkı, canlı olmalarına rağmen bu balıkları da lezzetsiz buldu! Hareketsiz, uyuşmuş halde günlerce yol gelen balığın lezzeti, canlı, diri, hareketli taze balığa göre yine de etkilenmişti. Balıkçılar nasıl olacak da Japonya'ya taze ve lezzetli balığı getirebileceklerdi? Çözüm son derece basitti; balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular ancak içine küçük bir de küçük köpek balığı attılar. Bir miktar balık, köpekbalığı tarafından yutulmuştu ama geride kalanlar son derece hareketli ve tazeydi!.. 1950'lerde Ron Hubbart'ın gözlemlediği üzere; "İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal çabalar sarf eder." Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz problemlerle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz çözebilmek için adım adım ne kadar çaba sarf ediyorsanız o derece heyecan duyar, enerjik, canlı ve ayakta kalırsınız. Problemlerden kaçıp uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir! Problemlerimiz çok ve çeşitli olabilir, ümitsiz olmayın... Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın. Beyninize bir köpek balığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi görün. > Ninem diyor ki: Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır.