Efem, fakir sabahın köründe kalkar, zengin güne erken başlar.
Fakirler su içer, zenginler sıvı tüketir.
Fakir rüküş giyinir; zengin frapan giyinir.
Zenginin çocuğu hiperaktiftir, fakirinki kurtlu kuduruk!..
***
Fakirin eşyası yoksa gariban, zenginin eşyası yoksa minimalist olur.
Zengin şehirden kaçar, fakir köyüne göç eder.
Fakir araba alınca “kaç yakıyo bu?”, zengin araba alınca “kaç basıyo bu?”
Zengin giydi mi vintage olur, fakir giydi mi eski püskü.
Fakir giyince köylü lastiği, zengin giyince moda yağmur çizmesi.
Zengin gecelerde boy gösterir, fakir geceleri sağda solda sürter.
Fakirin bir tarafı açılsa “terbiyesiz edepsiz” zengin açsa “cesur poz!”
Zengin alınca ‘hayırlı olsun’, fukara alınca ‘nereden buldun?’
Zengin darbedilir, fukara temiz dayak yer.
Fakir işsizse ‘iş güç yok evde yatıyo dana gibi', zengin işsizken ‘farklı projeleri var yani.’
Zengin yürüyüş yapar, fakirler zaten yürür…
Zengin duş alır, fakir su dökünür.
Fakirlerin borcu, zenginlerin ödemesi vardır.
Fakir evlenir, zengin törenle dünyaevine girer.
Zengin kır düğünü yapınca ‘ne kadar romantik’, fakir yapınca ‘bir salon tutamamış mı ezik!’
Fakir ya da zengin herkesin nihayetinde girdiği yer; 1,20x2,20=2,64 metrekare! O da nasip olursa tabii ki de…
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...