Orta Doğu'da cesur adımlar

A -
A +

Filistin devletinin kuruluşunu özellikle destekleyen ilk ABD Başkanı olurken, Ortadoğu'da devreye girmek için kolları sıvayan ABD Başkanı George Bush, önceki gün Mısır'ın Şarm el Şeyh kentinde Mısır, Bahreyn, Ürdün, Filistin ve Suudi liderlerle bir araya gelerek, Filistin lideri Yaser Arafat'ı devre dışı bırakarak Ortadoğu barış planı ve Filistin Başbakanı Abbas için tam destek aldı. Bush dün de Ürdün'ün Akabe kentinde İsrail ve Filistinli başbakanlarla bir araya gelerek İsrail ve Filistinli başbakanlar Şaron ve Abbas'a, barış planı yönünde ilerleme kararlılığını görmek istediğini aktardı. Bush'un Abbas ve Şaron ile görüşmesi, aynı zamanda ABD, BM, AB ve Rusya tarafından ortaklaşa belirlenen, Ortadoğu Yol Haritası'na ilişkin süreç de resmen başladı. Plan, Filistin topraklarında yeni yerleşim birimi kurulmaması ve mevcutların da tasfiye edilmesi, sürgündeki Filistinliler'in yurtlarına geri dönmesi ve 2005'te bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gibi maddeleri içeriyor. Her iki taraf, uzlaşmacı olma konusunda anlaşmış gibi görünüyor. Örneğin İsrail işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmeyi, Filistin güvenlik güçlerinin kontrolü sağlamalarıyla kabul etti. Çözüm için ortaya atılan "yol haritası" ise çerçeveyi çizmiş bulunuyor. Buna göre İsrail işgal ettiği Filistin topraklarından çekilecek ve Filistin devletinin kurulmasını kabul edecek. Aynı zamanda karşılıklı şiddet eylemlerine bir son verilecek. İsrail kabinesinin barış için yol haritasına onay vermesinden sonra, bölgede kalıcı barış için yeniden umut belirdi. Ortadoğu Dörtlüsü olarak adlandırılan Amerika, Rusya, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in hazırladığı yol haritasını 23 bakandan 12'si kabul ederken, barış planı 7 ret oyu ve 4 çekimser oy aldı. Kabinenin onayıyla, İsrail'de ilk kez bir hükümet resmen Filistinliler'in bağımsız bir devlet kurmasına onay verdi. Başbakan Ariel Şaron'u, 180 derecelik bu dönüşü yapmaya iten sebeplerden biri, ülkenin içinde buluunduğu zor ekonomik durum da olabilir. İsrail ekonomisi 2,5 yıl süren intifada, terör ve şiddet döngüsüyle hemen hemen çökmüş durumda bulunuyor. Ülkenin ana gelir kaynağı olan turizm sektörü tümüyle çökmüş, İsrail'de yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcıların sayısı gün geçtikçe azalıyor ve Oslo görüşmelerinden sonra atağa kalkan yüksek teknoloji sanayii, umut işaretleri vermiyor artık. İkinci Filistin İntifada hareketinin başlamasının üzerinden neredeyse üç yıl geçti. Eylül 2000'den bu yana İsrailliler ile Filistinliler arasında meydana gelen şiddet olaylarında, 2500'ü Filistinli olmak üzere, toplam 3200 kişi öldü. En zor bölüm ise, Başbakan Mahmud Abbas'ın, Akabe'de yine şiddete karşı olduğunu vurgulamasına rağmen, Abbas'ın elinde bir güç bulunmuyor ve şiddeti savunan örgütler, yeni saldırılar ile barış sürecini dondurabilir. ABD Başkanı Bush'un iç ve dünya siyasetinde ve Irak'ın yeniden imarı alanında puan toplayabilmek için, Ortadoğu'da başarıya ulaşmak zorunda olduğunu gayet iyi biliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.