Ama, biz de deli adamlarız!..

Sesli Dinle
A -
A +
Tabiatın dili farklı, söylemiyor sadece yapıyor. Bu defa da afet bölgesi şiddetli yağışlar sebebiyle sel felaketine maruz kaldı. Uzmanlar “Yıllık yağışın neredeyse yarısı 24 saatte düştü, hazırlıksız yakalandık…” diyor.
 
Bizim dilimiz ise farklı, çok konuşuyor az yapıyor ve hep hazırlıksız yakalanıyoruz!..
 
Türkiye'de şehirlerin afetlere daha hazırlıklı hâle getirilmesi için oluşturulan “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli”inde bünyesinde şehir planlamadan inşaat mühendisliğine, mimarlıktan tarihe, sosyolojiye, afet yönetimine kadar birçok alanda bilim insanları yer alıyor. Bu kurumun sahada görünür hâle gelmesini bekliyoruz. 
 
Önceki gün Erzincan’da düzenlediğimiz “Depremle Yaşamak” konulu panelde uzmanların afet öncesi hazırlıklar ve sonrasındaki çalışmalar üzerine yaptığı sıra dışı konuşmaları ilgiyle izlendi.
 
İlk konuşma, 6 Şubat gecesi meydana gelen Maraş merkezli ve 11 ilimizi etkileyen depremin hemen ardından ve erken saatlerde arama-kurtarma ekibiyle deprem bölgesine intikal eden Dr. Ferudun Çelikmen ve ekibinin afet bölgesinde yaşadıklarıydı.
 
Daha öncede yurt içi ve yurt dışında pek çok deprem bölgesinde kurtarma çalışmalarına katılan "1992 Erzincan depreminden bu yana gitmediğim felaket bölgesi kalmadı. Böylesi bir yıkımı ilk kez görüyorum, binaların pek çoğu yıkılmış, ayakta kalanlar da oturulamaz durumda” diyen Çelikmen, felaketin üç farklı yönüne dikkat çekiyor. Öncelikle felaketin boyutunu artıran sebep olarak şehrin yanlış yere kurulması olduğunu vurgulayarak “Şehir tarım alanları üzerinde, Amik Ovası ile Asi Nehri'nin etrafına kurulmuş. Bu fay hattının üzeri demektir. Özellikle nehrin kıyısındaki binalar yerle bir oldu. Bu düzensizliğin, plansızlığın daha sonra hesabını sormak lazım" diyor...
 
Çelikmen’in ikinci farklı tespiti afette göçük altından sağ çıkabilmemizi sağlayabilecek olan hareketin “Cenin Pozisyonu” olduğunu vurguluyor. Farklı deprem bölgelerinde 250’ye yakın insanı enkazdan çıkaran Çelikmen, “Sarsıntıyı ilk hissettiğinizde kolonlar ve kirişler, kitap sayfalarının arasındaki kalemin oluşturduğu boşluk gibi bir yaşam üçgeni oluşturuyor. Bu dar boşlukta, cenin pozisyonundayken az yer kaplanıyor, başka bir deyişle cenin pozisyonu hedef küçültüyor. Dolayısıyla yaralayıcı ya da öldürücü parçaların bedene isabet etme riski azalıyor…” diyor.
 
Dr. Çelikmen’in üçüncü önemli tespiti ise enkazdan insan kurtarma ile ilgili. “Çok riskli ve tehlikeli yerlere giriyoruz. Artçı sarsıntılar oluyor, giriyorsun enkaza. Enkaz altında çocukları görünce her şeyi unutuyorsun. Diyorsun ki; gelmişsin kaç yaşına, orada hayatının baharında bir filiz var, ölsek de sorun değil, yeter ki o kurtulsun'diyorsun. Tehlikeli, ama biz de deli adamlarız!..”
 
Bir farklı görüşte UMKE gibi sağlık ekiplerinin yeniden modernize edilmesi gerektiğini ifade eden Acil Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Doğaç Niyazi Özüçelik’ten geldi. Özüçelik “Toplumu afetle mücadelenin içine dâhil etmediğimiz sürece başarılı olma şansımız yoktur. Mahalle Afet Gönüllüleri gibi, aslında her kesimin hafif arama kurtarma mahalle ekiplerini oluşturulması gerekiyor. Çünkü görüyoruz ki ilk 24 saatte birbirimizi kurtaracağız. Komşu komşuyu kurtaracak. Mutlaka buralarda da böyle örgütlenmenin olması gerektiğini tüm Türkiye için öneriyorum” diyor…
 
Bunlar bize bir yol haritası veriyor. Dikkatimizi doğru yere, yer altındaki fay hatlarından, “Yerin üstünde, zemin etütleri ile belirlenmiş faydan uzak alanlarda yapılaşmaya vermek…” için uyarıyor…
 
Depreme hazırlık iki ayaklı. İlki yeni yerleşim alanları fay hatlarından uzak duracak, “dağlara doğru gideceğiz…” İkincisi ise, araçlardaki gibi, mevcut binalara “Yapı muayene raporları” çıkaracağız.
 
Dışarıdan bakınca bu değişim mümkün değil gibi görünebilir, ama hayatta hiçbir şey imkânsız değildir. Sadece biraz zaman alıyor. Bazen de sıra dışı olmak gerekiyor.
Dr. Çelikmen’in dediği gibi; “Ama biz de deli adamlarız…”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.