İsrail’in rüyalarını kâbusa çevirdiler...

A -
A +

Dünyanın genel asayiş durumu iyi değil, Gazze’de yaşananlar bütün dünyanın SOS  “Canlarımızı Kurtarın” çığlığıdır. Hasarın sadece Gazze ile sınırlı kalacağını zannedenler yanılıyor.

 

İsrail’in Gazze Şeridi’nde insani yardıma uyguladığı ambargo sebebiyle giderek artan ölümleri sona erdirmek için 25 ülkenin ortak açıklamasını ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee “iğrenç” olarak nitelendirdi. 

 

İsrail’in soykırım alışkanlığını dünyanın baskısı ile değiştirmesinden umudunu kesenler Netanyahu karşıtlarının mevcut hükûmet üzerindeki operasyon ile değişmesine bağlamışlar. Hâlbuki Netanyahu aleyhtarlığı Gazze’deki katliamlara değil hakkındaki rüşvet, yolsuzluk ve güveni kötüye kullanmak suçlamalarına dayanıyor.

 

İsrail ablukasındaki Gazze’de savunmasız çocuk ve kadınların kitle imha silahlarıyla katledilmesi karşısında gerekli hukuki aktiviteyi gösteremeyen uluslararası hukuk kurumlarının da varlık sebebi artık tartışılır hâle gelmiştir.

 

İsrail’in “Davud Koridoru” için iştahının kabardığı bu süreçte rüyalarını kâbusa çeviren önemli gelişmeler yaşandı.

 

Türkiye’nin 40 adet Eurofighter alımı için İngiltere ile mutabakat zaptı imzalaması, Roketsan’ın yerli ve millî hipersonik füzesi Tayfun’un caydırıcılığı ve Suriye lideri Şara’nın yardım için Türkiye’yi davet etmesi İsrail’i korkuttu. Gelişmelerin bölgede kartların yeniden dağıtılmasına sebep olacağını ifade eden İsrail medyası gelişmelerden sadece İsrail’in değil Yunanistan’ın da endişe duyduğunu belirtiyor.

 

Millî Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada “Suriye yönetiminin savunma kapasitesinin güçlendirilmesinin” yanı sıra eğitim, danışmanlık ve teknik destek çalışmalarının da devam edeceği belirtildi.

 

Millî Savunma Bakanlığından yapılan açıklamanın; YPG’li Abdi Şahin’in ABD’nin Suriye özel temsilcisi Thomas Barrack ile yaptığı görüşmede “Süveyda’ya yapılan saldırılar durmalı, YPG kontrolü atındaki topraklarla Süveyda arasında bir koridor açılmalı” açıklaması ile eş zamanlı olması dikkat çekici. 

 

Plan, Suriyeli araştırmacı Amar el-İsevi’nin açıkladığı gibi; “İsrail için hedef Fırat’a inmek. İsrail’i Golan’dan Fırat’a indirecek Davut Koridoru için zemin hazırlanıyor. Süveyda’daki Dürzilerin hedefi Kubeytra ve Dera kırsalına ilerleyerek İsrail işgal ordusuyla birleşmek. Sonrasında Lazkiye’yi ayaklandıracaklar. Finalde de YPG’yi kullanarak Haseke-Dera bağlantısını kuracaklar”

 

Tam da bu süreçte Türkiye’nin operasyonel gücündeki yükseliş, Suriye’ye destek açıklaması; İsrail’in Suriye’de Dürzilerin bulunduğu Süveyda ile YPG işgali altındaki toprakları birleştirme hayalinin sonu anlamına geliyor.

 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, El Salvador ziyaretinde yaptığı basın toplantısında Türkiye olarak Suriye’yi bölme ve istikrarsızlaştıracak her türlü senaryoya karşı hazır olduklarını belirterek “Bunu millî güvenliğimizi doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz” açıklamasını yaptı.

 

İsrail hükûmetinin ulusal güvenlik danışma organı "Nagel” yakın gelecekteki gelişmeler için düzenlediği raporda Türkiye ile doğrudan bir çatışmaya hazırlıklı olunması gerektiğine dikkat çekiyor. Suriye’de iktidarın Türkiye ile ittifak kurarak İsrail için güçlü bir tehdit oluşturmasından korkan İsrail’in korktuğu başına geldi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesi ile "Suriye'nin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz. İsrail'in ipiyle kuyuya inenler çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır…"

 

Terörle mücadele için Şam'ın Türkiye'den yardım istemesi Suriye'deki etnik ve dinî azınlıkların haklarını "güvence altına alma" yalanıyla ülkeyi özerk kantonlara bölmeyi planlayan İsrail'in rüyasını kâbusa çevirdi.

 

 

 

Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.