Bizim ev sağlam mı?..

Sesli Dinle
A -
A +
Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz…
 
Kahramanmaraş merkezli depremin ilk gününden beri enkazdan insan çıkarmak için mücadele verenlerden en çok duyduğumuz söz; “Dokunduğumuz her şey, tüm binaya ait yapı malzemeleri kum oluyor…” Binanın kum torbası olduğu yıkıldıktan sonra fark edilir hâle geldi, ama daha önce de öyleydi.
 
Yapıldığında sağlam olsa da sonradan zemin kattaki dükkânlarını büyütmek amacıyla taşıyıcı kolonları kesilerek sakatlanan binalar var. Kum torbası ya da kesik kolonları yüzünden çöken binaların geride bıraktığı acı sonuçlar ile yüzleşen hemen herkes dönüp kendisine soruyor; “Bizim ev sağlam mı?..”
 
Durumu fark eden binlerce kişi sosyal medyada gelecekteki muhtemel depremlere karşı tedbir olarak yapı denetimi yapılarak “Konut kalite envanteri” çıkarılması çağrısında bulundu. Nitekim deprem sonrası birçok ilde binaların risk tespitleri için yoğun talep yaşandığı gözleniyor.
 
Deprem bilincini artırmak ve depremle yaşamayı öğrenmek adına Erzincan AFAD İl Müdürlüğünün katkılarıyla gerçekleştirilen (12.03.2021) “Depremsiz Yaşam” konulu panelde konuya dikkat çekmiş, kolon budama ve çoğu ilimizde farklı aralıklarla yaşanan hafif depremlerin o gün yıkıma neden olmasa da binaların rijitliğini kaybettiğini vurgulamıştık.
 
Rijitlik dediğimiz “salınım yeteneği” iki yerde çok önemli. Rijitliğini kaybeden bina ayakta ve türbülansa girdiğinde kanat “rijitliğini” kaybeden hiçbir uçak havada kalamaz. Uçaklar da türbülansa girdiğinde metal kanatları yukarı 5 metre, aşağıya yaklaşık 1-1,5 metre esniyor. Onun için her yeni uçak 'kanat kırma' testlerinden geçer. Binalarda ise bir önceki depremden sonra rijitlikte %70’e kadar bir azalma olabilir ve bir dahaki depremde bina ayakta kalmaz.
 
Yıkım olmayan depremlere maruz kalan binaların, müteakip güçlü bir depremde bükülmeye, gerilmeye karşı dayanma kapasitesini kaybedebileceğini vurgulayarak “Bu kayıp çıplak gözle fark edilemez, depremden sonra uzman dokunuşu lazım. Nasıl ki; aracımızın trafiğe çıkacak yeterliliğe sahip olup olmadığını gösteren ‘Araç muayene belgesi’ almak zorundaysak oturduğumuz evlerin de bir yeterlilik belgesi yasal mecburiyet hâline getirilmeli” demiştik.
 
Adalet Bakanlığı, depremden etkilenen illerde Cumhuriyet Başsavcılıklarına duyuru yayınlayarak, yıkılan binalarla ilgili “Deprem Suçları Soruşturma Büroları” kurulmasını istedi. Deprem suçları soruşturma büroları hâlihazırda, yıkılan binaların sorumlularını bulup adalet önüne çıkarılmaları ile görevli. Bu büroların, yıkılan binaların sorumlularının tespiti ile kaçma, delil karartma ihtimaline karşı koruma tedbirlerini tereddütsüz uygulayacağı belirtildi.
 
Bizim söz konusu ettiğimiz ise “depremde yıkım ortaya çıkmadan” suçun ve suçlunun önünü kesmekle ilgili.Bu çalışma, deprem bölgesinde ayakta kalan binaların hasar dereceleri tespiti yapılırken konutların muhtemel bir depreme maruz kalmaları hâlinde nasıl bir duruş göstereceği endişesindeki vatandaşların “Bizim ev sağlam mı?..” sorusuna cevap verecektir.
 
Bu soruya cevap vermenin yolu var. Mülk sahibi, Çevre Şehircilik veya İklim Değişikliği Bakanlığınca lisanslandırılmış kurumlara veya özel bir şirkete başvurup binası için “Deprem dayanıklılık raporu” çıkarabilir.
 
Ancak biz farklı bir şey söylüyoruz; Kanunda binaların risk tespiti yaptırılması zorunluluğu olmamaktadır. Güven ve huzur içerisinde yaşamak isteyen, binanın riskli olabileceğinden şüphelenen vatandaş risk tespiti yaptırır… Oysa bir aracın trafiğe çıkacak yeterliliğe sahip olup olmadığını gösteren “araç muayenesi”nin belirli aralıklarla yaptırılması kanuni zorunluluktur. Trafik yoklamalarında yaptırılmadığı tespit edildiğinde uygulama para cezası ile başlayıp aracın trafikten menedilmesine kadar uzanmaktadır.
 
Aynı soruyu binalar için soralım, bir binanın “içinde oturulabilecek yeterliliğe” sahip olup olmadığını gösteren “Deprem dayanıklılık raporu” çıkarmak niye isteğe bırakılıyor?!..
 
Zemin katta kolon kesip yerine kolon görünümlü kartonpiyer yapmanın bina sallanmadan önce bir karşılığı yok mu?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.