Her şey yolunda mı?..

Sesli Dinle
A -
A +
Pandemi sonrası hemen muhatap olduğumuz yüksek enflasyon karşısında her şeyin yolunda olduğunu söylemek zor. Artan yaşama maliyetlerinden ötürü, üretici, tüketici, emekçi, emekli, hemen bütün toplum etkilendi.
 
Hepimizin hayatını zorlaştıran enflasyon, bir çözüm makamı olarak da en çok iktidarlar üzerinde baskı oluşturduğu için Demirel’in meşhur “Tencere tavanın sallamadığı iktidar yoktur” sözü her enflasyon döneminde olduğu gibi yine gündemde...
 
Artan mal ve hizmet fiyatlarıyla, şikâyetlerin iktidarın el değiştirmesi için içerideki muhalefetin iştihasını kabartması beklenir. Ama Demirel’in sözü sınırları aşmış olmalı ki(!) Türkiye’deki enflasyon İngiltere merkezli Reuters haber ajansı için de bir umut olmuş.
 
Muhalefete rota çizen Reuters, yayınladığı ilanda Türkiye ekonomisinin darbeler aldığını ve bu konuda “derinlemesine kurumsal hikâyeler” yazabilecek bir editöre ihtiyaçları olduğunu açıkladı. Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’yi modern, laik geleneklerden uzaklaştırdığını ve bölgede iddialı bir askerî varlığa dönüştürdüğünü” belirterek yüksek enflasyon ve TL'nin aldığı sert darbelerin Erdoğan'ın yeniden seçilme hedefini tehdit ettiğini vurguluyor.
 
Bu ifadeler içerideki muhalefetin farklı zamanlarda ve sıkça dillendirdiği söylemleriyle örtüşüyor. Başlık hep aynı “Gidiş kötü!” Niçin diye sorduğunuzda cevap aynı; “Erdoğan iktidarı, Türkiye'yi demokrasi ve laiklik sularından uzaklaştırıyor. Bu topraklarda tarihle hesaplaşmak istiyor. Ve bunun altında yüz yıllık kompleks yatıyor. Batı'yı Batı yapan değerlerden hiç hoşlanmayan, hatta nefret eden bir dünya görüşüyle, İslam ve Osmanlı hayalleriyle, kendi medeniyetimizi inşa edeceğiz söylemiyle Türkiye'yi Doğu'ya doğru çekmek istiyor.”
 
Bu samimiyet nereden kaynaklanıyorsa, Türkiye’nin geleceği ile ilgili benzer endişeleri(!) birçok Batı ülkesinden de duyuyoruz. Batı’nın siyasi aktörleri ve medya grupları tarafından yürütülen saldırılar daha önce 2018 seçimlerinin tekrarı. Batı Medyasında depreşen Erdoğan Saplantısının “Türkiye karşıtlığını örtmenin yöntemlerinden biri” olarak kullanıldığını belirtmek gerekir. (5 Mayıs 2018-Seta)
 
Erdoğan, Batı medyası tarafından hedefe konuluyor ve aslında onun nezdinde Türkiye’nin yakın ve uzun vadede gerçekleştirmeyi istediği projeler linç edilmek isteniyor.
 
Bu satırları yazarken, umut bağladıkları Altılı Masa dokuzuncu toplantısını Demokrat Parti’nin ev sahipliğinde yapıyor.
 
Gündemlerinde hâlâ cumhurbaşkanı adayı yok, havanda su dövmeye devam edecekler. Seçim beyannamesi, hükûmet programı, ön koalisyon protokolünün iskeletini oluşturacak çalışmaları masaya yatırılacakmış.
 
Bunlar hep makyaj, hâlâ adaylarının kim olduğu ile ilgili bir mutabakatları yok, bundan sonrası tufan. “Masa yıpranır korkusu ile Aday ismi telâffuz edilmiyor” sözü hikâye. Muhtemelen müteakip toplantı aday belirleme üzerine onuncu ve sonuncu toplantıları olacak. Hangi yıpranma, hele bir masa ortakları aday ismini konuşmaya başlasın, eteklerindekini döksünler çıkacak hengâmeyi ve yıpranmayı birlikte göreceğiz.
 
Kulislerde, Kılıçdaroğlu’nun “Meral Hanım ister kabul etsin isterse etmesin. Aday olacağım” diye kararlılığını ifade ettiği söyleniyor. Her ortamda İmamoğlu veya Yavaş'tan herhangi birisinin Cumhurbaşkanı Adayı olması hâlinde destek vereceklerini söyleyen Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına evet demesi mümkün görünmüyor.
 
Akşener’in tercihi net; "Bunu, aleni bir biçimde ben Altılı Masa'nın mensuplarına da söylemiştim, eğer bu masada bu iki arkadaşımızdan biri aday gösterilirse biz 'hayır' demeyeceğiz." 
 
Altılı Masanın iki büyük ortağı farklı isimler ortaya korken, her konunun 6’lı Masaya getirildiğine dikkat çeken diğer dört ortak, “Bizi de ilgilendiren bu konuda biz niye yokuz?” diye gidişatı sorguluyor.
 
Hava sertleşiyor ama nereye kadar. Muhtemelen sesler yükselince ve sertleşince kapıları çalınacak ve “Her şey yolunda mı?..” diye sorulacak. Bütün umutları nihai toplantıda, eğer müşterek bir aday orda da çıkmazsa seyreyle sen vaveylayı…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.