İpler koptu, mızrak çuvala sığmıyor!..

Sesli Dinle
A -
A +
Önceki akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan Kanal 7-Ülke TV ortak yayınında rahatsızlanıp yayına ara verildiğinde kısa bir süre de olsa önümüzdeki süreç üzerine yazılan bütün senaryolar hasar aldı. Çok şükür, Cumhurbaşkanı, şiddetli bulantı nedeniyle ara verdiği programa kısa bir aradan sonra döndüğünde herkes rahatladı ve kaldığı yere geri döndü.
Geçmiş olsun dileklerimizle, geri döndüğümüzde cevap bekleyen sorular var.
 
İlki, 7’li Masa ile HDP arasındaki iş birliğinin kamuoyundaki etkisi. Bu iş birliğinin örtülü saklısı mı kaldı? Bu, sandıkta hesabı sorulması gereken bir iş birliğidir. “HDP desteğine karşılık, hesap korkusundan Kılıçdaroğlu’nun neler vadettiği kamuoyu ile paylaşılmadı” diyorlar. Bu sözler HDP için değil ama CHP adına yüzleşmekten kaçmaktır. Ancak, korkunun sandığa faydası yok, ipler koptu… 
 
HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, “İktidar, kamuoyu önünde bu tür lafları yayarak toplumda başka bir hava estirmek istiyor” iddiasında bulunmuştu. Açıkçası, HDP ile iş birliğinin getirisi bana, faturası iktidara olsun diyorlar.
 
Sormazlar mı, niye “hayır, ortak değiliz…” demiyorsun? Eğer ortaksan bunu iktidar söyleyince niye rahatsız oluyorsun?
HDP’nin eski vekillerinden Sırrı Sakık’ın yaptığı “Kılıçdaroğlu açık ve net olarak önümüzdeki dönem ne yapacağını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Kapalı kapılar ardında söylenenlerin kamuoyuna da deklare edilmesi gerekir” teklifi karşılıksız kalmış ve HDP “Ne konuşulduysa paylaşıldı” diyerek konuyu örtbas etmişti.
 
Akşener’in masayı tekmeleyip gittikten sonra geri dönmesi İYİ Partinin oylarını aşağı çektiği gibi CHP’nin sandık desteği için HDP ile iş birliği yapması da oylarını aşağı çekecek. HDP ile iş birliğinin medyada ve farklı ortamlarda konuşulmasından rahatsızlıkları oy kaybetme korkusudur.
 
Daha görüşmeler başlamadan “Millet ittifakının HDP ile iş birliği yapmasının sandıktaki hasarı getireceğinden fazla olacaktır” diye sıkça tartışıldı. Hatta muhtemelen seçimi kaybettiklerinde CHP’deki hesaplaşmaya sermaye ve Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye el sallamasına yol açacak. CHP bu açık iş birliğinin muhtemel sonuçlarını yeni kavramış olacak ki “ne dönüp durup aynı şeyi konuşuyorsunuz?” diyor.
Taraflar, her şeyin ortada olduğunda hemfikir ama bedelini kimin ödeyeceğinde hemfikir değil!
 
Bu tartışmaların ilk fitilini İYİ Partide “baraj altında kaldık!..” diyen Aytun Çıray ateşledi. Çıray, ortaklar arasında başlayan liste krizinde yaptığı açıklamada vekil adaylığından vazgeçtiğini açıklayarak "Yine başa döndük, çok düştük toparlayamıyoruz… " paylaşımı yapmıştı.
 
Çıray’ın açıklamasına İP yönetiminden Müsavat Dervişoğlu “14 Mayıs akşamı senin gibi bir musibetten kurtulmanın bayramını yaşayacağız “diyerek karşılık vermişti. Ancak Çıray’ın “Baraj altında kalma “hikâyesi gerçek olursa enkaz altında kimin kalacağı belli değil.
 
CHP’deki seçim sonrası tartışmaların konusu ise; “seçim sonrası genel başkanlık koltuğuna kimin oturacağı…” Yapılan anketlerde Başkanlık için Sayın Erdoğan’ın giderek artan oyları Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesi hâlinde parti içi değişim ihtimalini güçlendiriyor. CHP’de Genel Başkanlık çekişmesinin 14 Mayıs’ın hemen arkasında başlaması ve Kılıçdaroğlu’na karşı olanların ayağa kalkması zaten kaçınılmaz görünüyor.
 
Bu kadar mağlubiyeti hiçbir siyasi organizasyon taşıyamaz…
Masanın diğer ortaklarına gelince, vekil olsalar bile geleceğin siyasi aktörleri arasında isimleri olmayacak. Geride kalan siyasi hikâyelerin içinde benzer operasyonlarla partisinden koparak muhalefetle iş birliği yapan hiçbir siyasetçinin başarı hikâyesi henüz yazılmadı…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.