Kültürel iktidar siyasetin sınırlarını zorluyor…

Sesli Dinle
A -
A +
CHP’de değişim tartışmalarının özeti şudur: 14-28 Mayıs seçim sonuçları ile büyük hayal kırıklığı yaşayanlar sonuçlardan sorumlu tuttukları Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedefe koydular. Buna karşılık Kılıçdaroğlu da "Değişimin önünü tıkayan bir kişi değil, değişimin önünü sonuna kadar açacağım" diyerek mağlubiyetin faturasını kendisine kesip hedef alanlara açık meydan okuyor.
 
Kılıçdaroğlu gitsin ben geleyim” diye dumanlı havadan istifade genel başkanlık için iştahı kabaranlar da mevcut pozisyonlarını kaybetme korkusuyla başkanlık heveslerini şimdilik açıkça söyleyemiyor.
 
Seçimden hemen sonra değişim talebiyle ortaya çıkan ve Kılıçdaroğlu’na “Ben değişime öncülük yapabilirim. Siz onursal genel başkan olun” teklifinde bulunan İmamoğlu’nun, parti tabanını arkasına alarak Kılıçdaroğlu’yla adaylık yarışına girmesi umutsuz vakadır. Kılıçdaroğlu’nun teşkilatlardaki hâkimiyeti koltuğu garantiliyor.
 
CHP’de “Değişim” denince kimse fazla bir umuda kapılmasın. Kastettikleri değişim Başkanlık koltuğundaki takas ile sınırlıdır. Genel Başkanlık koltuğuna oturan kişinin değişmesi CHP’nin alışkanlıklarını değiştirmez.
 
Şaşırtıcı olan bu tartışmalara dışarıdan katılanların da
Kılıçdaroğlu’nu kurtarma derdine düşmesi! Adamı birden “muteber ve mağdur” ettiler. Koltuk kavgası ekranları ve gazete sayfalarını hak etmediği ölçüde kuşatmış durumda. Seçim öncesinde nerdeyse bir yıl devam eden “6’lı Masa Dizisinin” bir başka sürümü.
 
Oysa asıl tartışılması gereken, CHP ve muhafazakâr tabanlı partiler arasında alışılmış üçte bir olan oy dağılımının nasıl olup da bu seçimde başa baş hâle geldiğidir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs Seçimlerinde, alışılmış halkçı, sosyal demokrat ve biraz da ulusalcı söylemlerini askıya alan CHP merkezli Millet İttifakı’nın bu kadar büyük bir seçmen desteği bulabilmiş olması düşündürücüdür.
Hem de kazanması durumunda; Doğu illerine özerklik getireceğini, kayyum uygulamalarına son vereceğini, Batı ve ABD ile iş birliği içinde olacağını, terörist Demirtaş’ı, Sorosçu Kavala’yı, Gezi Parkı olaylarında tutuklananları, FETÖ’yle iltisakları yargı yoluyla tespit edilip hüküm alanları serbest bırakma söylemlerine rağmen…
 
Bir başka sorgulanması gereken,14 Mayıs’ta AK Parti 2018 seçimlerine göre yüzde 7 oy kaybı ile Cumhurbaşkanının aldığı oyla AK Partinin aldığı oy arasındaki makasın niçin daha fazla açıldığıdır. Bu sonuçlar AK Parti’nin hizmet siyasetiyle birlikte teşkilatlar ve seçmen ilişkisinde “kırık halkalar” olduğunu gösterir.
 
Seçmenle AK Parti arasındaki önemli arızalardan biri; “Hizmetlerin maksimum karşılığının alınmış ve artık alışılmış olması, bilhassa geçmişin kötü yönetimlerini yaşamamış olan yeni kuşakların bu hizmetlerin değerini takdir ve geçmişle mukayese edememesidir.” Bir diğer kırık halka da son on yılda parçalanmış ailelerin ve evden uzaklaştırmaların aile yapısına verdiği hasardır.
 
Bu hasarları milletin başına musallat eden, “Aile yapısını güçlendirmenin ve gençlere yönelik kapsamlı programlar ortaya koymanın ülkenin gündemindeki her şeyden daha önemli olduğunun” fark edilmemiş olmasıdır. Ucuz meydan konserleri ile küreselcilerin aile, din ve ahlaka karşı açtıkları savaşa karşı durmak mümkün değildir.
 
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, her fırsatta "Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir, sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir. Biz hamdolsun siyasi iktidarız ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var” diye ikaz etse de, sahada fark edilir güçlü bir kültür politikasının olmayışı ve her şeyi kendi hâline terk etmiş olmanın karşılığı ile yüzleşiyoruz.
 
Milletin millî ve manevi değerlerini özellikle genç kitlelere aktarmakta gevşeklik böyle bir sonucu ortaya çıkardı. Kültürel iktidardaki boşluk siyasi iktidarın sınırlarını zorluyor.
 
Üstelik böyle giderse gelecekte hasar çok farklı alan ve boyutlara taşınabilir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.