Aşka âşık olunca Mecnun

A -
A +

Irak denilen ırak diyar... Bilmem kimin devri, acaba hangi zaman? Oyuncular Arap mı, Acem mi, o bile meçhul. Ama bilinen bir şey var, bu hikâyeyi en iyi Türkler anlatır, Türkler yazar. Hele Fuzuli tel tel işler, âdeta nakış yapar. Neyse... Efendim Kays, el bebek gül bebek büyütülen bir balacıktır. Yediği önünde, yemediği ardındadır. Peşi sıra dadılar, uşaklar dolanır. Eh kolay mı hasretle geçen yıllardan sonra doğmuş, uğruna sadakalar dağıtılmış, adaklar adanmıştır. Babası kabile reisidir, biricik oğlunu emirliğe hazırlamalı, ona iyi bir eğitim aldırmalıdır. Kays henüz mahalle mektebine giderken gözü Leylâ'ya takılır. Bakın, o da asildir hani, anlı şanlı bir bey kızıdır. Henüz ikisi de bebedir ama aralarında bir muhabbettir kıvılcımlanır. Birlikte kuzu otlatır, kırlarda dolanırlar. Yıllar sonra "ah kuzular da büyümeseydi biz de tıfıl kalaydık" der, o günleri hatırlarlar. Leylâ annesine Kays'dan söz açar, kadın "çocuk işte" der, ciddiye almaz. Ancak Kays, sağda solda Leylalı şiirler söyleyince kafaları atar, kızı hocadan alır eve kapatırlar. Ateş bacayı sarınca... Kış gider yaz gelir, yaz gider kış gelir, yıllar su gibi akar. Aşkları külleneceğine alevlenir, ateş bacayı sarar. Bir gün akranları Kays'ı aralarına alır kır gezintisine çıkartırlar. Akılları sıra gönül gamını dağıtacak, şenlendirmeye çalışacaktırlar. Bakın şu işe ki Leyla'nın arkadaşları da benzer maksatla yola koyulmuş, çadırlarını çoktaaan kurmuşturlar. Olan olur, sevdalılar mesirede karşılaşırlar. Ve şırrrak! İkisi de sırt üstü düşer, bayılırlar. Elleri ayakları boşalır, gözleri kayar. Benizleri kül gibi solar. Kızlar Leyla'yı ayıltır, apar topar evine bırakırlar. Mecnun ise sahranın derinliklerine vurur, "dur gitme" diyenlere aldırmaz. Gün batar, dolunay çıkar. Kurt uğultuları, kuş çığlıkları, ürkütücü kuytular. Issızda bir başına kaldığını mı sanıyorsunuz? Hayır, o Leyla ile yaşar. Zavallı babası n'apsın? Garibim arar, sorar, oğlunu bulur, "sen bu işi bana bırak" der, "onları ikna etmekten kolay ne var?" Neyse dönüp gelir hanelerine varırlar. Adamcağız sözünde durur, gider kız evinin kapısını çalar. Ancak Leyla'nın babası "sen olsan kerimeni verir misin" diye sorar, "dağı bayırı mekân edinen bir mecnuna?" Etme tutma!" "I ıh... İyileştiğini görelim ondan sonra!" Kızı alamadığı bir yana, adı "Mecnun"a (deliye) çıkar. Kays'ın babası çaresiz kalır, ona buna akıl sorar. Dervişin biri "delikanlıyı alıp Kâbe'ye götürsen ya" der, "bilmez misin Beytullahta yapılan dualar müstecaptırlar." Adamcağız denileni yapar, Kays'ı bir tahtırevana koyar, büyük ümitlerle Mükerrem Beldeye koşar. Gelgelelim Mecnun Kâbe-i muazzama'da aşk hastalığının azalmasını, değil "artmasını" arzular. "Yâ Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüdâ beni." Ve alır başını çöllere çıkar, garip ihtiyar evinin yolunu tutar. O günden sonra bambaşka bir Mecnun olur, otlarla böceklerle konuşur, avcıların elinden ceylanları kurtarır, bedelini ödeyip güvercinleri salar. Leyla ise babasının evinde beklemektedir sabırla... Derdini muma, pervaneye, aya, melteme, buluta açar. Bir gün Mecnun avare dolanırken farkında olmadan namaz kılan bir dervişin önünden geçer. Derviş alelacele selam verip bağırır "uyuyor musun mübarek etrafına baksana!" -Bu nasıl dervişlik? Ben bir kıza tutuldum, bastığım yeri unuttum. Sen Allahın huzurunda, gelip geçeni kesiyorsun! Bu arada sevabına aracılık edenler de çıkar mesela hükümdarın biri Mecnun'a çok acır, hayırlı işi bitirmeye çabalar. Lâkin Leyla'nın babası geri adım atmaz. Hükümdar Mecnun'dan dinlediği Leyla ile gördüğü Leyla arasında bir bağ kuramaz. Hatta Mecnun'a "bunun neyine âşık oldun bilmem" der, "kara kuru bir kız işte. Sana hanım mı yok, nelerini buluruz icabında." Kays "Ah" der, "ah ki ah! Sen ona bir de benim gözümle baksan!" İşte o hengamede İbni Selam adlı bir zengin Leyla'ya talip olmasın mı? Ailesi belki evlenince düzelir deyip, Leyla'yı nişanlar. Nişanlılık dediğin şimdiki gibi yıllar sürmez, bir bilemedin, iki hafta. Hani çeyizini toplayıp denkleri bağlayıncaya kadar. Araplar arasında Nevfel adlı bir komutan vardır, Mecnun'un şiirlerini duyunca içi kanar. Leyla'nın babasına derhal bir mektup yollar, "kızını Mecnun'a vereceksin" der "karışmam yoksa!" Lâkin Leyla'nın babası tehdide papuç bırakmaz, "kolaysa gel de al" der, atlanır, pusatlanır meydana çıkar. Bakın şu işe iki Mecnun, bu savaşta uğruna dövüşen Nevfel'i değil, Leyla'nın kabilesini tutar. Nevfel galip gelir ve bunun hesabını Mecnun'dan sorar. Leyla'yı İbn-i Selam ile evlendirir, rüyalarına nokta koyar. Artık vuslat hayal olmuştur. Peki aşk biter mi? Bitmez ama değişmeye başlar. Gün gelir Mecnun, bir kıza değil, "aşka âşık" olduğunu anlar. Sevilebileceklerin en güzelini sever, sadece Allah'ın (Celle celalüh) rızasını kazanmaya bakar. Leyla ise kocasına mesafeli durur, adamcağız bu acı ile çok yaşayamaz. İbn-i Selam'ın öldüğünü duyan Mecnun ağlamaya başlar. Haberci "sevineceğini sanıyordum" deyince "aşkı uğruna canını verdi" diye haykırır, "söyle, nasıl gıpta etmem ona!" Leyla'nın kabilesi bu işten çok yıpranmıştır, toplar denkleri göç yoluna koyulurlar. Leyla bir deve mahmili üzerindedir, derdini sadık bineğine fısıldar. Devecik bilmiş bilmiş kafileden ayrılır, kuytulara sapar. Kızcağız kervandan koptuğunu ancak gün ağarınca anlar... Ip ıssız bir çöl, kum, kum, kum... Yolunu nasıl bulsa, kime sorsa? Aaaa! O da ne? Bu Mecnûn değil mi? Ta kendisi ve tam karşısında... Leyla mı? O da kim? Koşar, "benim" der "ben Leyla! Bak kavuştuk işte. Artık seni asla bırakmam!" Mecnun bambaşka âlemlerdedir, Leyla'ya aldırmaz. Ger, men men isem, nesin sen ey yâr, Ger sen sen isen, neyem ben ey yâr. Leylâ bakar Kays Mevlâ'ya âşık olmuş, mâsivâyı unutmuş. İmrenir, özenir, o dahi Hakk teâlâyı arzular. İkisi de ecel şerbetini yudumlar, denî dünyadan kurtulurlar. Bizim gibi hikmetten habersizlere sorarsanız final hüzünlüdür. Gönül ehli ise aşkın "böylesini" makbûl bulurlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.