Neron, kendisini Veliaht yapan İmparator Cladius'un kızı Octavia ile evli olmasına rağmen bir ara Acte isimli azatlı köleye tutulur. Acte Hıristiyanlığa inanan kendi halinde bir kızdır, kimseye zararı dokunmaz. Gelgelelim bilahare gönlünü kaptırdığı Poppaea, dalaverecilikte, annesine (Agrippina'ya) bile fark atar. Poppaea evli bir kadın olmasına rağmen İmparatoru avucuna alır, kukla gibi oynatmaya başlar. İlk işi kocasının (Salvius Otho'yu) tayinini uzaklara çıkartmak olur ve ondan kurtulurlar. Başına buyruk kalan Poppaea adımını saraya atar, ancak karşısında Agrippina gibi bir tilki varken asla Neron'un hukuki karısı olamaz. Öyleyse yapılacak tek şey vardır: "Onu ortadan kaldırmak!" Kadınlar savaşınca... Neron, eskiden beri annesinden çekinir, hatta zaman zaman ondan kurtulmanın yollarını arar. Lâkin Agrippina dediğin kadın Agustus gibi bir efsanenin torunudur, ona kılıç çeken Roma'da barınamaz. Zehir mehir deseniz hayatta yutmaz. Ama herkes gibi o da kazaya uğrayabilir ve kimsenin sesi çıkmaz. Neron'giller bir ara maaile Misenum'da filo komutanlığı yapan Anicetus'un davetine katılırlar. İmparator, neşeyle geçen günlerin ardından annesine yolda batacak bir gemi ayarlar. Evet gemi beklenildiği gibi batar, ancak Agrippina güçlü bir kadındır, karanlık denize ve kabaran dalgalara rağmen yüzerek karaya ulaşır, elini beline dayayıp karşılarına çıkar. İşte şimdi kavga kaçınılmazdır, Neron ilk vuran olmaya bakar, Anicetus'a "başladığın işi bitir" der ve bu kanlı katili annesinin başına sarar. Evet Agrippina'yı öldürmeye muvaffak olurlar, lâkin onlar da ağır bir yara alırlar. O günden sonra soylular Neron'u "ana katili" olarak damgalar ve lânetle anarlar. Neron ve Poppaea sırf bu yüzden başkentten uzakta yaşamak zorunda kalırlar. Poppaea birinci engeli aşmıştır şimdi gözünü İmparatoriçe Octavia'ya diker ve hazırlıklarını inceden yapar. Octavia düz bir kadındır, süslenip püslenir, giyinip kuşanır, kendi dünyasında yaşar. Hani kürkler, takılar, güzellik kürleri filan... Poppaea onun kuyusunu kolay kazar, zavallıyı olmadık bahanelerle suçlayıp Campania'ya yollatır, baştan çıkarabilmek için peşine en yakışıklı subayları takar. İmparatoriçe bu külleri yutar mı bilmiyoruz, ancak rakibinin dediği olur. Neron, Octavia'nın kafasını kestirir ve süslü bir sepet içinde Poppaea'sına yollar. Artık önlerinde mani kalmaz, Neron'la düğünlerini yaparlar. Ancak millet ikisinden de iğrenir, asiller hoşnutsuzluklarını dile getirmekten sakınmazlar. Roma'da böylesi dönemlerde zihinlere sünger çekmenin klasik ve şaşmaz bir yolu vardır: "Zafer kazanmak!" Neron zafer açlığı çeken askerlerini en iyi komutanının (Corbula) yönetiminde Armenia üstüne yollar. Ancak rakipleri teslim olunca Corbula istediklerini barışla alır, işi tatlıya bağlar. Halbuki ondan kan dökmesi, şehirler yakması istenmiştir. Silbaştan Armenia'ya yollanan Corbula başkent Artaxata'yı yakıp yıkar. Ne zaman ki Roma zafer taklarıyla donanır, Neron'un halkıyla arasındaki buzlar erimeye başlar. Ancak Britanya'ya gönderilen Suetonius'un adamları, Kraliçe Boudicca ve kızlarını kırbaçlayınca halktan büyük tepki alırlar. Zaferi kazanırlar ama 70 bin adamlarını kaybettikten sonra... Filistin'de de birbirleriyle anlaşamayan Yahudiler Romalıları çağırırlar ancak Lejyonerler her iki tarafı da kırınca isyan büyür, kontrolden çıkar. Özetleyecek olursak Neron sınır aşırı ülkelerde zaferler kazanır ama bunların astarı yüzünden pahalıya patlar. Her ne kadar adı anıldığında akla kan ve duman gelirse de Neron gül yaprakları üzerinde uyur ve güzel kokular arasında huzur arar. Sonra ağzının tadını da bilir Roma dondurması ilk kez onun zamanında yapılır, dağlardan getirilen karları süt ve meyve ile tatlandırır orijinal kaselerle konuklara sunarlar. Bilirsiniz Kraliçe Kleopatra, güzelleşmek için çeşitli iksirlerden medet umar. Saçlarını fındık faresi külü, at dişi unu ve ayı yağından imal edilen özel bir karışımla güçlendirir, aleo veralı süt banyoları yapar. Poppaea da ondan aşağı kalmaz gençliğini ve güzelliğini korumak için sabah akşam eşek sütüne yatar. O yıllarda Aromaterapi çok yaygındır, hekimler değişik bitkilerin yağlarını çıkarır bunlarla cildi ovarlar. Hatta asabiye vakaları için bile yağ üretir, koku işini ciddiye alırlar. Elbette en nefis esansları Poppaea için hazırlar, kokudan mamul cazibe merkezine imparatoriçeyi oturturlar. Ancak Neron bu fırıldak kadının mübalağalı hareketlerinden, sahte tebessümlerinden işkillenmeye başlar. Ne iri gözlerine, ne ipeksi tenine bakar, baş döndürecek kadar güzel olmasına rağmen paketleyip babasının evine yollar. Bol bol iksir yapsın diye yanına 50 tane dişi eşek katar. Neron yanından uzaklaştırdığı bir kadını asla yaşatmaz, öfkesi depreşince peşine celladlarını takar. Aklına mı gelir? Saltanat hırsı değil mi, Poppaea bu uğurda biricik kocasına ihanet eder ve yıllarca Neron gibi çekilmez bir adama kuyruk sallar. Her günü kâbus gibi geçer ve neticede çılgın imparatorun gazabına uğrar. Bakın şu Allah'ın işine ki Poppaea'nın eski eşi Salvius Otho, Neron ve Galba'nın ardından tahta oturur. Otho, Neron'dan daha genç ve yakışıklı bir adamdır. Evet ikinci karısı Poppaea kadar zeki ve Poppaea kadar alımlı olmayabilir ama ondan daha uzun ve daha huzurlu yaşar.