Anayasa için "helal süt emmişlik" kriteri!..

MHP'nin Anayasa değişikliği karşısındaki rijit tavrı, CHP'nin bile daha ilerisinde... Nitekim CHP, yazılı olarak AK Parti Grubu'na iletmiş olduğu son teklifinde, AY değişiklik paketindeki üç maddenin (Siyasi partilerin kapatılması ile AYM ve HSYK'nın yapısının değiştirilmesi hükümleri-AY 69, 146 ve 159. maddeler) ayrı olarak referanduma sunulması kaydıyla, değişikliğe destek vereceğini deklare etmiş bulunuyor. Gerçi bu teklif üzerinde iktidar ve ana muhalefetin mutabakat sağlaması, o kadar kolay gerçekleşecek bir şey değil. Hele bu teklif daha sunulurken, Deniz Baykal'ın ortaya attığı ikinci (yahut ilave) teklif; yani yukarıdaki üç maddenin tamamen askıya alınarak genel seçimlerden sonraya bırakılması, İktidar kanadının büyük tereddüt göstermesi için yeterli bir argüman olabilir. Ancak her şeye rağmen, CHP'den AK Partiye bir teklifin gitmiş olması, kamuoyunda özlemle beklenen demokratik olgunluk ve siyasi diyalog ortamının oluşması; gerginliğin azalması yönünde, gene de olumlu bir gelişmedir. Bu noktada MHP'nin, diyaloğa tamamen kapalı bir duruş göstermesi, doğrusu oldukça düşündürücü. Geçen salı günkü grup toplantısında Devlet Bahçeli; "Helal süt emmiş hiç kimsenin bu değişiklik paketine destek vermeyeceğini..." ifade ederek, siyaseten hayli ciddi risk taşıyan bir çıkışta bulundu. Bu sözlerin kapsamına, sadece Meclis'teki müzakere ve oylamalar değil, yapılacak halk oylamasındaki oyların rengi de girmektedir. O zaman şöyle bir soru kaçınılmaz olmaktadır: Değişiklik paketi parlamentodan usulünce geçip referanduma sunulursa, referandumdan da, kabul yönünde oy çokluğu hasıl olursa durum ne olacak? Yani anayasa değişikliğine destek veren halk çoğunluğu, 'helal süt emmemiş' mi kabul edilecek?! Tersi durumda da aynı soru geçerli. Diyelim ki, ret oyları fazla çıktı ama, yüzde kırklarda dolaşan bir destek oyu çıktı. O vakit toplumun bu kesimi, 'sütü bozuklar' diye mi kategorize edilecek? Kaldı ki MHP lideri, kendi tabanından değişiklik paketine destek verilmeyeceği konusunda, nasıl bu kadar emin olabiliyor? Kısacası nereden bakarsanız bakınız, Bahçeli'nin bugünkü yaklaşımı son derece sorunlu gözüküyor... Diğer taraftan medyada yer alan haberlere göre, Bahçeli; AY değişikliğine destek veren bazı "eski ülkücülere", 'ZAVALLILAR' diye tepki göstermiş... Bildiğimiz kadarıyla, "ÜLKÜCÜLÜK" öyle eskiyecek bir şey değil! Eski veya yeni, MHP'nin ismine de mülhem olan milliyetçiliğe gönül vermiş; bu uğurda çile çekmiş, partiye bir dönem fiilen hizmet vermiş insanlarla köprüleri böylesine kesin biçimde atmak, izahı kolay olmayan bir durumdur. Herhalde MHP yönetiminin, özellikle Sayın Bahçeli'nin bir bildiği vardır. Öyle olmasa bu kadar sert söylem ve bu kadar katı bir tutum sürdürülmezdi... Bakalım sonuç ne olacak?