Evet, CHP nereye gidiyor? Veyahut CHP nereye gittiğini biliyor mu? Ya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, söylem ve eylemleriyle partisine nasıl bir istikamet çizdiğinin farkında mı? CHP’li Tanal, Özel’den mi etkileniyor?
23 Nisan günü cereyan etmiş olan ancak önceki gün medya organlarına düşen görüntüler, tek kelimeyle dehşet verici! Görüntülerin birinde CHP’li vekilleri taşıdığı belirtilen bir otobüs, dur ihtarında bulunan yol ortasındaki bayan polisin üzerine süratle gidiyor. Şayet son anda gösterdiği hızlı refleksi olmasa, bayan polisin bugün yaşamama ihtimali yüksekti!.. Zira otobüs doğrudan ve kasıtlı biçimde, görevli polisin üzerine sürülüyor… Apaçık şekilde, bahse konu polisin hayatına kasteden bir teşebbüs söz konusu! Lakin “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” sözünü hatırlatır şekilde, CHP’nin tezviratı devreye giriyor. CHP trollerinin sosyal medyadaki çirkin ve kışkırtıcı üfürmelerine göre, güya emekçi otobüs şoförü 1 Mayıs emek günü tutuklanmış… Oysa medyada dolaşan görüntüler, esas olayın ne olduğunu görmek istemeyen gözlere de sokuyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, siyasi parti otobüsünü kullanıyor olmanın, kimseye görevli memurun hayatını riske atma hakkını vermediğini belirtiyor. Bu hareketin ardından malum otobüs şoförü hakkında işlem yapıldığını, kişiye hâlen ev hapsi tedbiri uygulandığını ve soruşturma sürecinin devam ettiğini açıklıyor. Nitekim otobüs şoförü ifadesinde, CHP’li yetkililerin kendisine durmadan devam etmesini söylediklerini itiraf etmiş bulunuyor… Ama CHP’nin trollerinin yalanları dolaşımdan kalkmış değil.
Diğer taraftan aynı gün yani 23 Nisan’da, güya törenlere yetişmek için yola çıkan CHP’nin Ankara Milletvekili Adnan Beker’in aracı da, şoförü tarafından benzer şekilde ve küstahça görevli polis memurunun üzerine sürülüyor, sürüklemek suretiyle yaralanmasına sebep oluyor. Burada da, aynı şekilde; eski İyi Partili yeni CHP’li Beker’in buz gibi yalanı devreye giriyor. Utanmadan şöyle diyebiliyor: “Amirinin talimatına rağmen, polis memuru kendisini benim aracımın önüne attı…” Yuh artık! Bu kadar karakter zaafı olabilir mi? Ne oluyor arkadaş? Bunlar kim, hangi ülkede yaşıyorlar? CHP’li vekiller veya parti mensupları kendilerini kanunların üstünde mi görüyor ne? Bu kadar başıbozukluk fazla değil mi? 19 Mart sonrasında, Özgür Özel’in; günlerce İstanbul Saraçhane meydanında organize ettiği yasa dışı eylemlerde, polis barikatı için “YIKIN GEÇİN…” diyerek anarşiye açıkça yol vermesi sonrasında, sanki CHP’lilere bir hâller oldu. Bu “yıkın geçin” tahriki o kadar tehlikeli ki, lamı cimi yok, kamu düzenini doğrudan hedef alan bir davranıştır. Ve devamında tahmin edilemeyecek kadar ciddi gelişmelere kapı aralayabilir. Bu durumda asayişi sağlamak üzere, güvenlik kuvvetlerine ‘ezin-geçin’ emrinin verilme zarureti doğmaz mı? Evet, Bay Özel acaba bütün bu tehlike ve tehditlerin muhtemel boyutlarını hiç düşünmüyor mu? Güya siyaset yapma adına, direkt ülkenin huzur ve güvenliğine karşı bu çapta bir fitne koparmanın, eninde sonunda kendisi ve partisine nasıl bir fatura yükleyeceğini hiç hesaplamıyor mu?
Partisine mensup bazı belediye başkanı vesair görevlilerin, yolsuzluk; usulsüzlük, irtikâp, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, kişilere ait verileri hukuksuz biçimde elde edip yaymak gibi, çok ağır ve yüz kızartıcı ithamlarla soruşturulması, genel başkan olarak Özel’i fena hâlde sinir harbine sürüklemiş gibi görünüyor. Özel, yolsuzluk iddia ve ithamlarının bir an evvel açığa kavuşması ve şayet suçsuz iseler, parti mensuplarının aklanması için ortam oluşmasına katkıda bulunacağına, gerilim politikasıyla birilerini himaye etmeye çalışıyor… Bunu yapmaya devam ettikçe partisini ileride altından kalkamayacağı zorlukların içine sürüklüyor. Özel’e bu tarz bir aklı kim veya kimler veriyor bilemeyiz, ama bu gidişin hiç de hayra alamet olmadığını görmemek mümkün değil. Özel kışkırtıcı politik üslupla toplumu tahrik ederek, sokakları karıştırmaya çalışarak netice almayı düşünüyorsa; bu yol çıkmaz sokak! Özel’in "kurşun askeri" gibi sahada ve Meclis zemininde milletvekilliğinden ziyade militanlık yapmaya soyunan Mahmut Tanal ve Ali Mahir Başarır gibi isimlerin, zembereği boşalmışçasına nereye toslayacakları bellisiz. Her gün yeni bir vukuatla gündem oluyorlar. Üstelik her ikisi de hukuk eğitimi almış!.. Bunlar mı Özel’e kanun ve nizamı hatırlatacak yoksa Özel mi bunlara siyasi nezaket öğretecek? Al birini vur ötekine… Yüz yıllık partiyiz diye her vesileyle böbürlenen CHP’nin, Tanal ve Başarır misali kişiliklerin peşinden sürüklenmesi düşündürücü...
Çıkar sağlama örgütleriyle milyon dolarlık vurgun vuranları gözü kapalı savunmak, CHP’nin meşhur ilkelerine ne derece uygun düşüyor acaba? Özgür Özel ve yardımcıları ne kadar hırçınlaşırsa hırçınlaşsın, yolsuzluk soruşturmaları kendi mecrasında ilerliyor ve her gün şüphelileri daha da zora sokacak bilgiler, belgeler, görüntü ve ses kayıtları ortaya çıkıyor. Bakınız olayın başından beri, 5 milyon dolarlık rüşvet talebi iddiasıyla konuşulan Bakırköy’deki AVM’ye dair şikâyetlerin ses kaydı da ortaya çıktı… Bakalım ne diyecekler? Bantla veya peçete ile kapatılan kameralar her tarafı kör noktaya çeviremiyor zahir. Hiç ummadık yerlerden yeni deliller fışkırıyor. En önemlisi itirafçıların sayısı günbegün artıyor ve çarpıcı ifşaatta bulunuyorlar…
Hâsılı kelam, CHP’nin bugünkü pozisyonuna büyük problemler yüklemesi sebebiyle muhtemel gelişmelerin önü alınabilecek gibi değil. Öyle hayalî seçimlerle yüzde yetmiş oy alırız gibi ciddiyetten uzak söylemlerin altı tamamıyla boştur. Şayet varsa bunlara dayalı taktikler, her an çökebilir. O yüzden Özgür Özel ve ekibi, vakit kaybetmeden ciddi bir muhasebe yapmalı ve (Quo Vadis=NEREYE GİDİYORUZ?) sorusunun cevabını aramalıdır.
İsmail Kapan'ın önceki yazıları...