Mevlid Kandili'nde Gazze’nin ahvali…

A -
A +

Gazze Perişan, Gazze çaresiz, Gazze kan ağlıyor!.. Dünya yirmi üç aydan beri Gazze’deki vahşete karşı, dilini yutmuşçasına sessiz, tepkisiz. Gazze’ye sahip çıkması beklenen İslâm âlemi büsbütün dağınık, aciz ve güçsüz…

 

 

 

 

 

Mevlid Kandili, âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselâmın dünyayı şereflendirdiği mübarek gecedir. Câhiliye devrinin zulmetini yırtan, insanlığın üzerine İslâm nurunu doğduran en kıymetli gecelerden biri… Bu gece, Hazreti Muhammed aleyhisselam doğduğu için sevinenlere, büyük kurtuluş müjdesi var. Bu sebepledir ki, Müslümanlar her sene Mevlid Kandili'nde büyük sevinç ve sürur duyarlar, ebedî kurtuluşa vesile olması için sabahlara kadar ibadet ve dua ederler. Yani Mevlid Kandili hiç şüphesiz, dini Mübin-i İslâm’a hakikaten sarılanlar için bir bayram mesabesindedir. Ne mutlu bu mübarek gecenin kıymetini bilenlere. Ne mutlu bu geceyi hakkıyla ihya edenlere. Cenab-ı Hak, bütün Müslümanlara bu istikamette şuur, kısmet ve kabiliyet nasip eylesin… Dün gece, Allahü tealanın af ve mağfiretini dilemek için kalkan eller ve beraberinde huşu ile çarpan kalplerin yalvarmasına, Cenab-ı Hakk’ın bol bol ihsanda bulunduğuna inanıyoruz şüphesiz… Ve şu elim vaziyeti de unutmamamız lazım. Mübarek gün ve gecelerde, bayramlarda; zulüm ve işgal tasallutu altında inleyen Müslüman kardeşlerimiz, acaba ibadet etmek için ne derece imkân bulabiliyor? Zor şartlar altında ibadet etmek şüphesiz çok daha kıymetli. Bir Ramazan-ı şerif ayında, Keşmir’de; Kadir gecesini sabahlara kadar hiç uyumadan ihya eden, bu sebeple camilerde süt dağıtan, ertesi gün iş yerlerini kapalı tutan kardeşlerimizin bu hâlini müşahede ettiğimde ne kadar sevinmiştim… Hinduların büyük zulmü altında âdeta nefes alamayan Müslümanlar, her türlü baskı ve kısıtlamaya rağmen (şartlar o kadar acımasız ki, neredeyse her yüz metrede bir Hint ordusunun barikatları var… Ve Hindu faşistler çok ama çok acımasız…) dinlerini yaşamak için büyük gayret içindelerdi. Keşke bütün Müslümanlar olarak hepimiz bu şuur ve samimiyette olabilsek!

 

Filistin ve Gazze meselesi ile Keşmir konusu birbiriyle yaşıt. Her ikisi için, 1947 sonrasında felaketler başlamıştı ve hâlâ devam ediyor. Son iki yılda Gazze’de şartlar çok daha korkunç… Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirmesinden önce, müşrikler, putperestler kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyordu. Bugün ise Gazze’de kız ve erkek çocuklar, anne sütündeki bebekler açlıktan öldürülüyor!.. Gazze’de katledilen altmış üç bin küsur masum insanın yanında, açlık ve susuzluktan can veren yüzlerce sabi var! Ve dünya bu barbarlığı seyrediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin’de Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde dile getirdiği üzere, 23 aydır devam eden bu vahşeti durduramamanın hiçbir izahı yoktur. Dünya yeniden çocukların diri diri gömüldüğü cahiliye devrine dönmüş durumda. Bakar mısınız, bunca insanın kanına mal olan Gazze coğrafyasını, ABD Başkanı Donald Trump ve şürekâsının “Orta Doğu Riviyerası” yapmak yani kumarhane ve çıplaklar için plaja çevirme konusundaki sinsice planları dışarıya sızdırılıyor. Ve hâlihazırda İsrail’in son günlerde başlattığı alçakça saldırılarla bu plan işlemeye başladı… Evet, Gazze tam bir çaresizlik içinde. Ama bu şartlar altında dahi, Gazze halkı kahramanca direniyor. Gazzelilerin bu şanlı direnişi, inşallah İslâm dünyası için de bir ibret levhası ve uyanış vesilesi olur. Ve inşallah mübarek Mevlid Kandili'nde yapılan samimi dualar hürmetine, zulüm ve baskılar altında inim inim inleyen Gazze, Keşmir, Arakan ve diğer coğrafi bölgelerdeki Müslümanlar için kurtuluş kapıları açılır. Hiçbir şey elimizden gelmiyorsa, hiç olmazsa her vakit namazda mazlum kardeşlerimiz için dua edelim. Dualar muhakkak kabul olunur. Ama her şeyin bir vakti vardır. Bazı dualar hemen kabul olur. Bazılarının ise kabul vakti vardır. Nitekim muteber din kitaplarında, bu dünyada iken kabul olmayan duaların, ahirette karşılık bulacağı bildiriliyor.

 

İnsanlık çok garip bir dönemden geçiyor… Yüce değerlerin her biri ayaklar altında. İnsan hak ve hürriyetleri lafta çok konuşuluyor, ama tatbikatta yine en fazla çiğnenen değerler oluyor. Siyonist İsrail’in Filistin halkına yaptığı ve bütün dünyanın da seyretmekle yetindiği (Batı dünyasının alçakça ve sinsice verdiği desteği gözden kaçırmayalım) canavarlık nasıl izah edilebilir? Cumhurbaşkanı Erdoğan her platformda bu utanç verici tabloyu hatırlatıyor… Güya milletlerarası düzen ve barış ortamını korumakla görevli, Birleşmiş Milletler denilen teşkilat paralize olmuş durumda. O yüzden dünya ‘orman kanunlarına’ teslim… Gücü yeten yetene. Zayıfa amansızca ve acımasızca çullanılıyor. Filistin Halkına karşı, Siyonistler Batı Şeria’da ve bilhassa Gazze’de, insan havsalasına sığmayan canavarlık ve vahşetler uyguluyor. Gazze işte bu şartlar altında, bir Mevlid Kandili'ni daha idrak etti… Bu mübarek gecenin, boynu bükük Gazze halkına rahmet kapılarının açılması için bir vesile olmasını diliyoruz. Kâinatın Efendisi, Muhammed aleyhisselamın hatırı hürmetine; seksen senedir çile dolduran Filistin ve Keşmir halkı, Arakan, Tayland ve Moro Müslümanları ve diğer muhtelif bölgelerdeki mazlum kardeşlerimiz için kurtuluş ve ferahlama vakti gelmiş olsun inşallah…

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.