Bolu Kartalkaya’daki bir turistik otelde, 21 Ocak 2025 tarihinde çıkan ve 34’ü çocuk, toplam 78 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili davada, çok çarpıcı bir karar çıktı. Hiçbir sanık hakkında indirim uygulanmadı…
Evet, 78 kişinin öldüğü, 137 kişinin de yaralandığı Bolu Kartalkaya’daki yangın faciasıyla ilgili mahkeme, emsallerine nazaran hayli kısa zamanda neticelendi… Kartalkaya davası, dokuz ay gibi bir müddet içinde ilk derece mahkemesince karara bağlandı. Tabii bu davanın daha temyiz safhası da var. Ne kadar süreceğini bilemeyiz. Ancak burada hemen şu soruyu soralım: Şayet kamuoyu baskısı ve medyadaki yoğun haber-yorumlar olmasa, bu dava bu kadar kısa zamanda biter miydi? Bu dava ile ilgili Meclis araştırma komisyonu kuruldu ve çalışmaları hayli yankı uyandırdı… Zaman zaman gereksiz şekilde siyasi alana taşırılsa da, medyadaki ilgili haberler çok etkili oldu. Bakınız 2 Nisan 2024 tarihinde İstanbul Beşiktaş’ta çıkan gece kulübü yangınında, yine dehşet verici bir tablo yaşanmıştı. 26 katlı bir binanın altında yer alan ve söylenenlere göre, dört bin kişilik bir eğlence mekânı olan kulüpte, tadilat çalışmaları esnasında yangın çıkmış ve iş güvenliğiyle ilgili hiçbir tedbir alınmamış olduğu için, maalesef 29 kişi feci şekilde hayatını kaybetmişti. İnsan hayatı söz konusu olduğunda, rakamların bir manası olmaz. İster bir kişi ister yüz kişi olsun!.. Beşiktaş Faciasından sonra açılan davada, 22 sanık hakkında 6'şar aydan 22 yıl altı aya kadar değişen oranlarda hapis cezası isteniyordu. Dava şimdi hangi safhada bilmiyoruz, yani biz bilmiyoruz… Bolu Kartalkaya davası uzamadan sonuçlanınca, ister istemez o feci olayı da hatırladık. Kartalkaya davasının kararından sonra konuşan Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay’ın söyledikleri çok dikkat çekici: “Kamu görevlisinden işletme sahibine, partnerlerinden personeline kadar, bu organize kötülüğe iştirakle ilgili verilecek kararın, toplumumuza hiç yakışmayan bu tür felaketlerin bir daha yaşanmaması için emsal oluşturacağı kanaatindeydik…” Gençbay kıdemli bir hukukçu olarak şunları da söylemiş: “İlk günden yani ilk duruşmadan itibaren umudumuzu hep koruduk. Buradan çıkacak kararın toplumda karşılık bulacağını, yüreklere su serpeceğini hep dile getirdik. Çok şükür bugün geldiğimiz noktada verilen karar, bana göre Türk hukuk tarihinde emsal teşkil edebilecek nitelikte, müthiş bir karardır. Bugün davada görev yapan hâkimler, Bolu’da adaletin var olduğunu bütün Türkiye’ye ve dünyaya göstermiş oldular…” Hakikaten, aynı anda yüzlerce kişiyi barındırma kapasitesine sahip devasa bir turistik otelin her bakımdan insan hayatını hiçe sayan ve hemen hiçbir tedbirin alınmadığı, hiçbir denetimin yahut denetim sonucunun dikkate alınmadığı, "kara düzen" bir şekilde işletilmesi, netice olarak ülkemize bu felaketi yaşattı. Türkiye’de sadece Kartalkaya değil, yukarıda işaret ettiğimiz Beşiktaş’taki gece kulübü yangını da dâhil, sayısız felaketler yaşandı maalesef. Daha önceki gün Gebze’de, önceden çökeceği aslında belirmiş olan bir binanın enkazında, aynı aileden dört vatandaşımız can verdi. Depremlerde veya deprem harici zamanlarda, şurada burada çöken apartmanlar veya yeterince tedbir alınmadığı için gökdelenlerin bilmem kaçıncı katından yere çakılarak bir düzine işçiyi hayattan koparan “iş kazaları”… Hangi birini sayabiliriz ki? Çoğu kere iş kazası yerine iş cinayeti denilebilecek sorumsuzluk ve fütursuzluklar, insanlarımızın canına mal oluyor. Ne yazık ki, bugüne kadar bu türden iş cinayetlerine dair verilen cezai kararlar genellikle toplum vicdanını rahatlatmamıştır. O yüzden Danıştay Daire Başkanı Gençbay’ın “Bu emsal teşkil edecek bir karardır…” tespitini hatırda tutmak lazım. Ve daha da önemlisi bunun emsal teşkil etmesiyle birlikte, bundan sonra hiç olmazsa olanlardan ders çıkarılması yoluna gitmek gerekir. Şimdi, bugün bu saatte, gerçek manada bir kontrol yapılmaya başlansa, acaba bu türden kamu ve özel binaları yangın sistemi veya depreme dayanıklılık noktasında kaç tanesi geçer not alabilir?
Bolu Kartalkaya’daki yangından sonra alelacele mühürlenen yüzlerce otel, pansiyon vs. durumun fecaatini gözler önüne seriyordu. Tekrar altını çizelim ki, felaket kapıyı çalmadan tedbir almak esastır. Yoksa iş işten geçtikten sonra ah vah etmek giden canları geri getirmez. Kartalkaya davasında verilen müebbet hapis cezaları bir nebze insanlara teselli verse de hayatının baharında can veren çocukların acısı hiçbir zaman dinmeyecek… Evet, 11 sanık hakkında 34’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olması yeterince dikkat çekici… Toplamda 78 müebbet verildiği bildiriliyor. 78 can gitmişti… Şunu da ilave etmek gerekir ki, hiçbir sanık hakkında verilen ceza için indirime gidilmemiş… Burada doğrudan kast fiilini varsayarak hüküm verildiği anlaşılıyor. Yangın sırasında ve sonrasında tespit edilen bilgiler, ses kayıtları, şahitlikler vs. gerçekten kan dondurucu idi. Bazıları felaket karşısında tam bir vurdumduymazlık içinde, kendi malının mülkünün derdine düşmüş… Otel sahibi, eşi, iki kızı ve damadıyla beraber otel müdürü, otel muhasebe müdürü, itfaiye müdürü ve bir itfaiye eri ile Bolu Belediyesinde Başkan Yardımcısı sıfatıyla görev yapan kişi de ağırlaştırılmış müebbet cezası almış bulunuyor. Hâlihazırda karar kesinleşmemiş olduğu için yargılananlar sanık hükmünde… Ancak temyiz safhasının da tamamlanmasıyla birlikte mahkûmiyet alanlar o vakit kesin olarak suçlu konumuna girecek. Dolayısıyla Mahkeme salonunda karar açıklanırken bazı izleyicilerin alkış tutması vs. tabiatıyla duygusal bir davranıştır. Bunu da belirtmek gerekir.
İsmail Kapan'ın önceki yazıları...