Hasan Sarıçiçek

Kanarya, Sivasspor’a gol oldu yağdı ve liderliği eline aldı almasına da…

Destansa destan! Aslansa aslan! Futbolsa futbol! Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazıyor. Hem de 2-0 geriye düştüğü maçta sadece Manchester United’i değil hakemleri ve VAR’ı da dize getirerek.

On üç dakikada giden maçı çeviren Fenerbahçe koltuğuna kuruldu.

Hâlâ içeriği muamma olan hakkında futbol kamuoyunun bilgi sahibi olmadığı ve tarafınızdan da şu ana kadar açıklama yapılmayan Tatlı'nın mektubu hangi türe girer?

Bugün spor bakan yardımcımız olan saygıdeğer Hamza Yerlikaya asrın güreşçisi olarak bu ülkeye gurur üstüne gurur yaşattı. Şimdi düşünün Taha'yı, Rıza'yı, Türk spor basını Paris'te uzaktan seyredecek. 

Konyaspor maçı beklediğim gibi başlamadı ama Onuachu’nun gol şovu ile Trabzonspor adına beklediğim gibi sonuçlandı. 

Ah şu hakemler! Galatasaray’ın golünü saymayıp iptal edip ve Kane’in faullü golünü geçerli sayanlar Galatasaray’ı çökertti. Oysa inanmıştım, daha doğrusu inanmak istiyordum.

Sevgili okurlarım, neden bahsettiğimi anlamışınızdır, sanıyorum, yeniden “Gazze’deki insanlık trajedisi” demenin ne anlamı var?

Şimdi çarşambaya bakalım.

Okan Buruk hamlesi ve Oliveira’nın kaleci Gökhan’ı hataya sürükleyen golü olmasa G.Saray’ın işi inanın çok zordu. Neden?  

Beşiktaş’ın Norveç temsilcisi Bodo-Glimt karşısındaki hâline ‘’Karmakarışıklık’’ mı desem yoksa ‘’kırılganlık’’ mı ya da “bilinmezlik mi” bilemiyorum. Doğrusu hepsi üst üstte gelmiş maalesef.

G.Saray, Alman Panzeri'ne yenilerek hem seriden oldu hem puandan hem de gruptaki iddiasından. Oysa Terim'in böyle maçlardaki prensibi ''Kazanamazsan kaybetme!'' idi.