Tansiyon çok yüksek… Doğu Avrupa, Kafkaslar, Balkanlar!..

Sesli Dinle
A -
A +

Ukrayna savaşı Karadeniz ve Doğu Avrupa’da her şeyi altüst etti… Kafkaslarda Karabağ savaşı sonrasında, barış ortamı hâlâ tesis edilemedi. Bosna Hersek’te için için kaynama devam ediyor. Şimdi de Kosova!..

 

 

Bu kadar gerginlik hakikaten çok fazla… Türkiye’nin hinterlandına giren coğrafyada, barışçı ve samimi politik gayretler hemen hemen yok gibi. Amma çatışmaya götürebilecek söylem ve eylemler gırla gidiyor!.. Batı Cenahı (ABD ve Avrupa Birliği) Ukrayna savaşının önlenmesi için, asla samimi bir gayret içine girmedi. Zira sözde barış gayretlerinin önünde-arkasında hep bir menfaat hesabı açıkça sırıttı. Rusya’yı kuşatma ve zayıflatma planı yıllar boyu alenen ortalıkta dolanınca, Rusya da hayat-memat meselesi diyerek, sırtına binecek faturayı göze aldı, Ukrayna’ya karşı işgal harekâtını başlattı. Gerisini günbegün canlı izliyorsunuz. Şu ana kadar, ABD’nin tazyiki ile Ukrayna’ya hayli kapsamlı biçimde siyasi ve askerî destek veren AB ülkeleri ve AB’nin bizzat kendisi artık duvara dayandığını yüksek sesle söylemeye başladı. Aslında sadece AB değil, Atlantik ekseninin öbür ucunda da benzer itiraz ve sızlanma yükseliyor. “Amerikan halkının ödediği vergilerle Ukrayna daha ne kadar finanse edilecek?” Bu soru yaygın olarak soruluyor ve cevabı da henüz verilmiş değil. Ancak, ABD Yönetimi son demlerde, 24 Şubat sonrasına nazaran bir tutum değişikliğine dümen kırmış gibi görünüyor. Bu savaşın artık durması için bazı girişimler söz konusu. Mesela Ukrayna tarafının ikna edilip masaya oturtulması gibi… Tabiatıyla Rusya tarafından gelen masaya oturma çağrılarının da etkisi var. Velakin bu defa Ukrayna yöneticileri yeni temayülden dolayı rahatsız. Öyle ya, düne kadar savaş için cesaret verenler, şimdi tersi yönde telkinlerde bulunuyor. Olan bu arada Ukrayna’ya ve halkına oldu…

 

Azerbaycan 2020’de, 44 günlük savaşla otuz senedir işgal altında bulunan Karabağ topraklarını kurtardı. Bu muhteşem zaferde Türkiye’nin elbette payı çok büyüktü… Ermenistan Yönetimi hazmetmekte zorlansa da, yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. Başbakan Nikol Paşinyan, Diasporanın aksi yöndeki baskılarına rağmen, kalıcı bir barışın kendileri için daha faydalı olacağının farkında. Ama bağımsız karar verebilecek durumda değil. Tabiatıyla burada Rusya ve İran’ın Karabağ’a yönelik politikaları da önemli rol oynuyor. En başından beri açıkça Ermenistan’ın arkasında yer alan İran, kendi iç politik sıkıntılarını sınırlarının ötesinde hamleler yaparak aşmaya çalışıyor. Kafkaslarda böyle bir atraksiyon çok ama çok tehlikeli olur. Nitekim Türkiye ve Azerbaycan “Gardaş Yumruğu” ismi altında tatbikat yaparak İran’a çok net bir mesaj verdi. Aynı nitelikte mesajları, Türkiye Ege ve Doğu Akdeniz’de sürekli mazarrat çıkarmaya çalışan Yunanistan’a da veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atina’yı her vesileyle ikaz ediyor. “Bir gece ansızın gelebiliriz…” , “Akıllı olmazlarsa, tabii ki Tayfun (Türkiye’nin balistik füzesi) Atina’yı vurur…” diyor. Ve bu sözler topyekûn Yunan medyasında manşetlerde dolaşıyor. Gerçekten Yunanistan’ın akıllı hareket etmesi lazım. Hulûsi Akar durumu şöyle özetliyor: "Yarınlarının iyi olmasını isteyenler, dünün ve bugünün yanlışlarından vazgeçmeliler…” Evet, uzun lafın kısası; Yunanistan’ın maceracılık oynamaması lazım. Ege ve Akdeniz’in barışa ihtiyacı var.

 

Keza Balkanlarda da, yakın geçmişte yaşanan büyük felaketlerin tekerrür etmemesi için, bölge ülkelerinin çok dikkatli hareket etmesi gerekiyor… Otuz sene önce, Bosna Hersek’te yaşanan soykırım ve etnik temizlik faciasının hâlâ dumanı tütüyor. Avrupa hesabına bir yüz karası olan acı tablonun tekrar yaşanmaması için, hem Bosna Hersek’te hem Kosova’da bütün tarafların (Başta Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Avrupa Birliği) azami dikkat ve hassasiyeti göstermesi şart. Kosova’da son günlerde maalesef tansiyon yine fazlasıyla yükselmiş durumda. En ufak bir kıvılcım, telafisi imkânsız gelişmelere kapı aralayabilir! Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic bir taraftan, Kosova’daki Sırp ve Arnavutlara barışı koruma çağrısı yapıyor. Bir yandan da Sırp Silahlı Kuvvetlerini teyakkuza geçiriyor. Balkanlarda barışın korunması yolunda bugüne kadar olumlu bir tavır sergileyen Vucic, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de yapıcı ve barışçı bir diyalog içinde oldu. Şüphesiz bu yaklaşım Balkanlarda barışın muhafazası için değerli. Şu ana kadar olumlu etkisini de açıkça gösterdi. Temenni ederiz ki, Vucic ve diğer sorumlu devlet adamları, yakın geçmişte yaşanan felaketleri her daim hatırda tutar ve ona göre adım atarlar… Doğu Avrupa’da yangın devam ederken Balkanlar da ona eklenmemeli.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.