İlginç bir maç... Oynanan futbol değil; adı tuhaf... Kocaeli-Beşiktaş... Ligin en üstündeki ile en dibindekinin; en iyi ile en kötünün randevusuydu bu... Bir nevi ağır sıkletle, hafif sıkletin karşılaşmasıydı. Ailelere "hafta sonu heyecanı" için iyi bir tercih olmamasını da tribünler gösteriyordu... 2 bin 768 seyirci... Sanki iki rakibin hazırlık mücadelesi... Bahçesinden "biraz olanını" kopartarak satmak Kocaelispor'u bu hale getirmiş. Bugünkü rakibinin kadrosundaki 4 isim Kocaelispor'un eserleri. Parasızlığın gözü kör olsun... Kör olmuş da... "Arada" bulup aldıklarını, bugün karşımıza çıkardıklarını futbolcu sanmışlar... Kocaelispor gibi "Beşinci büyük" olmaya namzet kulüp ne hallere düşmüş... Hatları sonradan iptâl edilmiş bir köyün otobüs duraklarını alıp gelmişler, yedek kulübesi diye saha kenarına dikmişler; burası da cabası. Sağlamcı; riske girmemesi ile tanıdığımız Lucescu'nun en gerideki iki ismi Zago ve Ronaldo'nun maçın büyük bir bölümünü rakip sahada geçirmeleri Kocaelispor'un bu maçta ne denli etkili olduğunun göstergesiydi. Beşiktaş'ın futbolcusu "çamaşırcısına" iş düşürmeden kazancını sağladı... Lucescu bu... Oturtmuş takımı kurmuş, sahaya sürüyor; futbolcusu da takır takır oynuyor. Eksik-meksik dinlemiyor, başkalarının yerine emaneten de oynayan olsa sırıtmıyor... Tabii alıştığımız bir Beşiktaş değil, bu da rakibin güçsüzlüğünden olsa gerek... Zaman zaman rehavete girdiler, yine de Cordaba'ya iş düşürmediler. Rakip öyle bir rakipti ki, rehavete girmek işten bile değil. Hakemin ofsayt deyip Beşiktaş savunmasının durduğunda Kocaelisporlu futbolcuların vurdukları da kaleyi bulmadı. Arada 5 gömlek fark vardı... Skor tabelasındaki fark da 5 oldu...