Trabzonspor'un hali

A -
A +

Mâlûm ekonomik kriz, ülkemizi fena vurdu... Artık eskisi gibi bir maça 4-5 kişiyle gitme devrimiz bitti... Trabzonspor'un, G.Saray ve Malatyaspor maçlarını bu yüzden ekrandan takip etmek zorunda kaldım. Bir başka şanssızlığım da G.Saray maçını, fanatik bir G.Saraylı arkadaşımla izlemem... Tabii ki, maçı izlerken Trabzonspor'un bu sezonki mâlûm durumundan dolayı, "ti"ye alınıyoruz... Başlama düdüğüyle birlikte, "Hah, ha ha... Hi hi hi..."ler de start alıyor... Arkadaşımın bazı sözleri ve yorumları ilginç!.. Beni zıvanadan çıkartırcasına... "Tahir, Arif yine sizinkileri tokuşturdu!.. Şu Cem'le çarpışan, kim?!.." "Oğlum, sizin 6 kişi bizim bir Hasan'ı zaptedemiyor, hah, ha, hah!.." "İnan Tahir, Yozgat bile, G.Saray karşısında bu kadar aciz duruma düşmemişti, valla !" "O değil, bizim yönetim bu galibiyete prim falan da vermez!" "Trabzonspor'un kaç puanı var?... Aaa 38!. Valla, bu takım için çok çok iyi!..." "Yeter artık, yeter..." diye bağırmak geliyor içimizden ama ne mümkün... Biliyorum, ağzımızı açsak, o kıyaslar, o yorumlar bununla da kalmayacak... "Otur oturduğun yerde kapa çeneni... Sık dişlerini Tahir..." deyip içime atıyorum... "Ne diyebilirim... Nasıl bir cevap verebilirim... Söylenenler yalan mı ?..." Hadi diyorsun, karşındaki G.Saray... Onlarla baş etmek zor. Bu sadece Trabzonspor için geçerli değil. Beşiktaş'ı için de, diğer takımlarımız için de böyle... Hatta Avrupa'nın bir çok devi için de G.Saray karşısında "aynı durumlar" geçerli diyerek bir nebze olsun teselli buluyoruz!..  Bir kaç gün sonrası, üst komşum Mustafa abi bize geldi... "Gel Tahir, bugün izinlisin de... Gel yeğenimi seyret, Feriköy'de oynuyor, bugün de maçı var" diye rica etti. Kıramadık, birlikte maçını izlemeye gittik. Mustafa abi ve oğlu haylaz Davut, birlikte maçı izliyoruz... Maç bitmek üzere... Bizim "ince sallamacı" Mustafa abi soruyor... "Davut oğlum, şu 8 numara ile sol açık ve ikinci yarı oyuna giren 14 numara nasıl? Trabzonspor'da banko oynamazlar mı ? Sence şu sol açık mı, Somers mi, ha, ne dersin?" Bunu sorduktan sonra da iki basamak arkaya kaçıyor, ama "hedefine!" varıyor!..  Ve geçen hafta, bu kez Trabzonspor-Malatyaspor karşılaşmasını serviste TV'den izliyorum Trabzonspor'un mutlaka kazanması gereken bir maç... Öyle ki, yönetim kurulu, Trabzon Belediyesi, Trabzon'daki sivil toplum örgütleri bir hafta boyunca karşılaşma öncesi taraftarı maça davet ederek adeta seferlerlik ilân ediyor... İşte böylesine bir maç. Yani Trabzonspor'un yarım puan kaybına bile tahammülü yok... Rakip de, ne bir G.Saray, ne bir G:Antep, ne Bursa... Ne de onların ayarında... Kısacası, rakip Trabzonspor'un dişine göre... Hem de maç Avni Aker'de... Ama o da ne!.. Koşan, kovalayan, golü koklayan, sık sık rakip kaleye inen, Malatyaspor... Hani, Trabzonspor ligde varacağı yere varmış bir durumda olsa; ortaya koyduğu mücadele, "Malatyaspor'a yatıyor" demeye bire bir müsait... Yanımda santraldaki Hasan abinin 14-15 yaşlarındaki oğlu Ersin... Karşılaşmayı birlikte izliyoruz... Kuruyemişinden de otlanıyoruz, sağolsun abisinin çayını da, bittikçe tazeliyor... "Sus, kes sesini" demek de zaten bize yakışmaz, bir de işin içinde kuruyemişle çay var ki, mecburen "yorumlarına" sessiz kalıyoruz!.. (Maç başı) "Tahir abi... 6 puanlık maç. Malatya rakibiniz sayılır, 3 puanı almanız şart" "Abi ilk maç ne olmuştu?!" "Tahir abi... Bana göre sizin futbolcular şu Malatyaspor'da kadroya bile giremez. Adamların şu yedeklerine baksana... " "Abi ligde sizden puan alamayan bir takım var mı ?.. "Tahir abi... 0-0 bu maç için çok iyi. Üzülme, ligde kalırsınız..." Hani, G.Saray'la tamam da... Trabzonspor'un Malatyaspor'la kıyaslanması ve bu sözleri, yorumları duymak benim zoruma gidiyor... Bilmem, bu takımın mimarları da aynı duyguları hissediyor mu?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.