Dolarlar geliyor, işler düzeliyor

A -
A +

İkinci Telekom krizi de uzun uğraşlardan sonra kazasız atlatıldı. DYP'nin de terketmesiyle muhalefetsiz kalan Meclis acil yasaların tamamını çıkarıp tatile girdi. Ancak piyasalar hâlâ tam anlamıyla rahatlamış değil. Faizde iniş trendi başlamasına rağmen, döviz teslim olmamakta direniyor. Borsa ise nakit para girişi olmaması sebebiyle belini doğrultamıyor. Hisse senetlerinin düşüşünde işlem hacminin düşük seyretmesi, kimsenin malını yok yere elinden çıkarmadığını gösteriyor. Piyasalar rahatlıyor Bu hafta piyasaları bekleyen 4 önemli gelişme var. Bunlardan birincisi yarın saat 16.30'da açıklanacak olan Haziran ayı enflasyon rakamları. İkincisi aynı gün IMF İcra Direktörleri tarafından 1.5 milyar dolarlık kredi diliminin serbest bırakılması. Dünya Bankası'nın 5 Temmuz'da 1.1 milyar dolarlık mali sektör uyum kredisini serbest bırakması. Ve son olarak yarın yapılacak olan 5 aylık bono ihalesi. Bütün bu gelişmeler bize göre olumlu sonuçlanacak ve borsada bileşik endeks 12 bin puana kadar yükselecek. Enflasyon TÜFE'de yüzde 3 oranında çıkacak. IMF, 1.5 milyar doları Türkiye'nin emrine verecek. Ve Hazine, 50 trilyonluk bu 5 aylık ihalede faiz oranlarını yüzde 80 seviyelerine düşürecek. Dolarda gevşeme sürecek Siyasetin resmen tatile girmesi, ekonomi üzerindeki baskıyı hafifletecek. Bazı borsacıların yaz aylarında nakitte kalmak istemeleri hisse satışını beraberinde getirecek. Ancak bize göre 6 aylık bilanço beklentisi yüksek hisseler oldukça hareketlenecek. Türk Telekom krizi ile birlikte geçen hafta 1 milyon 300 bin lirayı aşan dolar, problemin halledilmesinin ardından hızla gerileyerek 1 milyon 255 bin liraya kadar indi. IMF ve Dünya Bankası'nın kredileri dövizin tansiyonunu iyice düşürecek. Ayrıca, turizm, ihracatçı ve gurbetçi gelirlerinin yaz aylarında artış gösterecek olması teknik olarak doları 1 milyon 200 bin liraya oturtacak. Derviş yalnız bırakıldı Türkiye'nin yaşadığı iki büyük ekonomik krizin nedenini herkes biliyor. Hükümetin istikrar programı uygulamasında sınıfta kalması sonrasında Kemal Derviş, Dünya Bankası'ndaki görevini bırakarak Türkiye'ye geldi. Ve ülkeyi içinde bulunduğu felaketten kurtarmak için büyük bir sorumluluk üstlendi. Sonuç ortada. Meclis, devrim niteliğindeki kanunları çıkartarak IMF'in yeniden gözüne girdi ve stand-by anlaşmasını imzalayarak kelimenin tam anlamıyla bataklıktan kurtuldu. Şimdi bu noktada Derviş'ten ancak övgüyle söz edilebilir. Ancak siyasi tecrübesinin bulunmaması kendisine zaman zaman ağır faturalar çıkartıyor. Özellikle programın uygulanması konusunda MHP ile sık sık ters düşüyor. Ancak Telekom krizinden sonra artık açıkça görüldü ki, Ecevit bile Derviş'i kesinkes desteklemeyecektir. Zira Başbakan için koalisyonun devamı Derviş'ten daha önemli. Hükümetin 4. ortağı yok Telekom krizinden sonra ortaya çıkan tablo, Derviş'i, tek adam olmaktan yalnız adamlığa itmiştir. Bize göre, IMF Başkanı Köhler'in son çıkışının altında yatan gerçek budur. Derviş'in yapılacakları, "Bunların yapılması şarttır" diye anlatmaktansa kısa yoldan "IMF böyle istiyor. Bunları yapmazsak, para gelmez" demesi hükümet tarafından baskı unsuru olarak değerlendiriliyor ve sıkıntı meydana getiriyor. Derviş'in acil olarak yeni bir strateji değişikliğine gitmesi lazım. Bir defa hükümetin 4. ortağı olarak hitap tarzını değiştirmeli. Ekonomik kararların uygulanmasından sonra elde edilecek olumlu gelişmelerde hükümeti daima ön planda tutmalı. (Ki dün İsviçre'de yaptığı konuşmada bunu çok açık bir dille ifade etti). Hükümeti oluşturan siyasi partilerin şimdi ortak bir hedefleri var: Derviş. ANAP lideri Yılmaz'ın önceki gün yaptığı "Derviş yalnızca teknokrat bir bakandır" sözleri çok açık bir tepki niteliğini taşıdı. Kurtuluştan kim yararlanacak? Herşeye rağmen Türkiye'nin krizden çıkmasının rantı Derviş'in kazanç hanesine büyük bir not olarak yazılacaktır. Derviş'in kendisini istifaya kadar götürecek bir tutum yerine uzlaşmacı tavır izlemesi bütün 7'den 77'ye bütün Türk halkının ortak beklentisidir. Türkiye, rahmetli Özal'dan sonra avucunda bulduğu bu ikinci kısmeti kaçırmak istemiyor. Ve onunla birlikte ülkenin yeniden Avrupa'nın gözdesi olarak patlama yapacağına inanıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.