Ana yıkıcı!

A -
A +

Bu ülke hiçbir şeyden çekmedi CHP’den çektiği kadar... Kurulduğu günden beri sürekli problem üretiyor. Türk demokrasisinin en büyük kamburu oldu. Yaşanan ihtilallerde, askerî vesayet rejiminin kurulmasında, o hep başrolde. Manevi değerleri aşağılayan, vatandaşın ekmeğiyle oynayan, kalkınmayı engelleyen kendi yönetimini eloğluna şikâyet eden hep o. Tarih boyunca verdiği maddi zararlar alt alta yazılsa, iki Türkiye kaybettik... Bu parti ana muhalefet partisi, iktidarın alternatifi olarak lanse ediliyor. Oysa onlar "ana yıkıcı"... Siyasette tarihî usulsüzlüklerin, yolsuzlukların, suistimallerin kaynağı iddialarıyla bütünleştiği için halk onu hiçbir zaman yönetime getirmiyor. Belediyelerdeki kazanımlarını hizmetle değil, Erdoğan düşmanlığı ile elde etti. Onları seçenler ortaya çıkan vurgunu görünce ne kadar büyük hata yaptıklarını görüyor, ama iş işten geçti, testi kırıldı. İstanbul’da iki defa üst üste seçilen CHP’li belediye başkanının 6 yılda neler yaptığını, dehşetle izliyoruz. Beraber yol yürüdüğü arkadaşlarının itirafları ile soygunun boyutlarının dağları aştığını öğreniyoruz. Sanki yolsuzluk mafyası kurulmuş gibi!..

 

Ne kadar acıdır ki, CHP deyince akla hep yıkıcılık, usulsüzlük, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma geliyor. Ezkaza ülke yönetimini ele geçirdiklerinde nelerle karşılaşacağımızı varın siz hesap edin… Devletin savcıları İBB’deki soygun düzenine karşı 19 Mart’ta harekete geçince, “siyasi darbe” yaygarasıyla ülkeyi yangın yerine çevirdiler Merkez Bankası piyasalardaki ateşi söndürmek için 35 milyar dolar harcamak zorunda kaldı. Borsada binlerce yatırımcı büyük zarar etti. Kurlardaki artış yüzünden iş dünyasının bütün planları bozuldu. CHP’nin parti kimliğini nasıl kaybettiği 38’inci kurultayı ile ortaya çıktı. Normalde kurultaya tek başkanla gidilir. Ama bu defa iki başkan aday oldu! İmamoğlu’nun amacı CHP’nin kendisini Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesini sağlamaktı. Kendisine karşı olan Kılıçdaroğlu’nu devirmek için karşısına onun bir zamanlar sadık adamı Özgür Özel çıkarıldı. Seçime katılan CHP delegelerinin bazıları bizzat kendilerinin parayla rüşvetle satın alındıklarını açıkladı. Ortalık ana baba gününe döndü...

 

Kurultayla ilgili iki dava açıldı. Biri hukuka uygun olmayan seçim, ikincisi rüşvet olayı dolayısıyla ağır ceza... Dün hukuk davası görüldü. CHP Kurultayı’nın iptali talebiyle açılan dava, 8 Eylül’e ertelendi. Mahkeme, görevsizlik kararına yapılan itiraz sürecinin kesinleşmesini bekleme kararı aldı. Piyasalar ve özellikle yabancı yatırımcılar stresten şimdilik kurtuldu. Ama şaibeli kurultay iki ay daha gündemde kalacak. Kurultayın iptal edilmesi hâlinde döviz kurlarında artış, borsada çöküş yaşanacak ihtimali iki ay ötelendi... Merkez Bankası yine piyasalara müdahale ederek rezerv eritecek mi? Belli değil. Ancak piyasa şimdi 24 Temmuz'da Merkez Bankasının faiz indirim ihtimalinin gündemde kalmasını olumlu karşıladı. Eğer 8 Eylül’de “mutlak butlan” kararı ile kurultay yok hükmünde sayılırsa ortalık karışacak. Enflasyon süreci olumsuz etkilenecek. Olan yine halka olacak. Sebep yine CHP!.. Bir kötünün 7 mahalleye zararı var demişler aynen öyle...

 

Bu partideki yaralar kangrene dönüştü hem kendini bitiriyor hem ülkeye büyük zarar veriyor. Kesip atmalı, parti sıfırdan kurulmalı. Türkiye’nin yapıcı, proje üreten bir ana muhalefete ve onun başına geçecek vatan aşkı taşıyan bir evlada şiddetle ihtiyacı var…

 

 

 

Necmettin Batırel'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.