Merkez Bankası faiz lobisinin hiç de hoşuna gitmeyecek kararlar aldı. Yapılan açıklamada şu görüşler ön plana çıkıyor: Zorunlu karşılıkların vadelere göre farklılaştırılması ile birlikte, mevduatın ortalama vadesi artış eğilimini sürdürmektedir. *Toplam kredilerin artış eğilimi geçmiş dönem ortalamalarına yakınsamıştır. Yılın son çeyreğinden itibaren baz etkisinin ortadan kalkmasıyla beraber toplam kredilerdeki artış oranının yüzde 25 düzeyine indiği gözlenecek. *BDDK'nın aldığı son tedbirler, önümüzdeki dönemde tüketici kredilerindeki hızlı büyümeyi de kontrol altına alacaktır. *Günlük döviz ihalelerinde alımı yapılacak tutarın küçülmesi durumunda piyasaya arz edilecek Türk Lirası likidite miktarı da azalacaktır. *Bunların yanı sıra, küresel belirsizliklerdeki yakın dönemde yaşanan artışlar da göz önüne alındığında, 2011 yılının ikinci yarısında zorunlu karşılık oranlarında ilave artışlara duyulabilecek ihtiyaç azalmıştır. Cari açık son çeyrekte iyileşmeye başlayacaktır. Evet faiz artışı yok, aksine indirim var, denilerek, Türk Lirasının değeri göreceli olarak düşürülüyor. Kurların yükselmesi, tüketimde ithal malların ağırlığını azaltacak. Böylece cari açık daralacak. İhracatçıların kasasına daha çok para girecek. Faizlerin yükselmesini isteyenler bu tablodan hiç hoşlanmadı. Dolar yükseldi, tahvillerle alım geldi, faizler düştü. Merkez Bankası Kasım ayından beri yürürlükte bulunan yeni para politikasını kuvvetlendirdi. Sıcak paranın giriş kapısını kapattı. Mevduatın vadesi 30 günden 90 güne çıktı, bankalar rahatladı. Hem mevduatlarının süresi uzadı, hem de kullanmakta oldukları para miktarı sabit bırakıldı. Şimdi faizlerdeki koridor daraltılacak. Faizin enflasyonla eşit olduğu ve politika faizinin artmayacağı bir ortam reel sektöre yarar. Ekonomik faaliyetler canlanır. Seçimlerin ardından hareketlenen faiz lobisi (faizlerin artmasını isteyenler) piyasaları karıştırıp, para kazanmak istedi. Ama Merkez Bankası buna izin vermedi. Artık bütçemiz açık değil fazla veriyor. Geleceğe yönelik güven arttığı için, insanlar mala saldırmıyor, normal harcamasını yapıyor, enflasyon kendi kanalından çıkmıyor. Cari açık, bütçe açığından kaynaklanmadığı için ekonomide kriz çıkartacak bir risk değil. Özel sektörün üretimde kullandığı ara malı ithalatındaki artış cari açığı oluşturuyor. Ama özel sektör kendi borcunu yurt dışından bulduğu borçla kapatıyor. Aslında bunlar borç da değil, şirketler dışarıdaki kendi firmalarından para transfer ederek, finansman sağlıyor. Nitekim ünlü kredi kuruluşu Moody's, bu yüzden alınan kararların kredi notu artışı için pozitif etki sağlayacağını vurguladı (www.necmettinbatirel.com)