Hac ibadetinin farziyyeti ve fazileti

A -
A +

"Her gün ve her gece, Allâhü teâlâ, Beytullah'ın üzerine yüz yirmi rahmet indirir. Bunlardan altmışı tavâf edenlere, kırkı namaz kılanlara verilir; yirmisi de Kâbe'ye bakanlar içindir."

Haccın hükmü, fazîleti, şartları, edepleri, farzları, vâcipleri, sünnetleri, çeşitleri, ihrâm ve hükümleri, hac ve umrenin yapılışı teferruâtlı bir tarzda ve dikkatli bir şekilde okunup öğrenilmelidir.
Peygamber Efendimizi ziyâret etme âdâbının da doğru bir şekilde öğrenilmesi yine çok mühimdir.
Gerek Mekke-i Mükerreme'de, gerekse Medîne-i Münevvere'de bulunan "Ziyâret Yerleri" güzel bir şekilde öğrenilmeli,  "Hac Duâları"nın orijinalleri yanî Arabî metinleri hacca gitmeden evvel, birkaç defa okunup temrînât/egzersiz/alıştırma yapılmalıdır.
Bilindiği üzere, hac, Müslümânlara, Hicret'in dokuzuncu yılında farz olmuştur. Resûlullâh Efendimiz, o sene Hazret-i Ebû Bekr'i (radıyallahü anh) emîr tayin ederek, Eshâb-ı kirâmını (radıyallâhü anhüm) hacca gönderdi. Ertesi yıl da, yüz tâne kurbanlık deve hazırlayıp kendisi hacca gitti. Bu, Peygamberimizin hem ilk, hem de son haccıdır; buna "Vedâ Haccı" denilmektedir. Çünkü Arafât'ta 124.000 sahâbîsine îrâd buyurdukları hutbelerinde Eshâbıyla vedâlaşmıştır...
Haccın kabul olması için, niyeti düzeltmeli, işlere riyâ karıştırmamalı, ihlâsla hareket etmeli ve helâl para ile gitmeli; haccın farzlarını, vâciplerini ve sünnetlerini eksiksiz yapmaya çalışmalıdır.
Bir kimse, "Yâ Resûlallâh! Ben, hac arzûsuyla yola çıktım; fakat hac vaktine yetişemedim. Şimdi bana öyle bir şey emrediniz ki, onunla hacca yetişmiş, hac sevâbı almış olayım" dedi. Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz:
"Eğer senin Ebû Kubeys dağı kadar altının olsa ve sen de bunları Allah yolunda sarf etsen, yine de haccın sevâbına kavuşamazsın" buyurdu.
Hacca giden, başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek sıkıntılara da katlanmalı, yumuşak davranmalıdır. Bir hadîs-i şerîfte:
"Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur" buyurulmuştur. Oralarda, her zamankinden daha çok dikkat etmeli, sert, kırıcı olmaktan kaçınmalıdır!
Haccın muhtelif rükünleriyle, hattâ her bir menâsikiyle alâkalı birçok müjdeler vardır. Sevgili Peygamberimiz, Kâbe-i şerîfeye bakmanın fazîletiyle ilgili olarak buyurdu ki:
"Her gün ve her gece, Allâhü teâlâ, Beytullah'ın üzerine yüz yirmi rahmet indirir. Bunlardan altmışı tavâf edenlere, kırkı namaz kılanlara verilir; yirmisi de Kâbe'ye bakanlar içindir."
Ebû Sâib (radıyallâhü anh) de buyurdu ki:
"Kim, Allâhü taâlâya inandığı ve tasdîk ettiği için Kâbe'ye bakarsa, ağacın yaprakları döküldüğü gibi, günâhları da ondan dökülür. Mescid-i Harâmda oturup tavâf etmese ve namaz kılmasa, sadece Beytullah'a baksa, ona bakmayıp evinde nâfile ibâdet ve namaz kılmakla meşgul olan kimseden daha çok sevap kazanır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.