Kurbân kesmenin fazîleti

A -
A +
Hadîs-i şerîflerde, "Hasîslerin [Cimrilerin] en kötüsü, (kesmesi vâcib olduğu hâlde) kurbân kesmeyendir", "Hâli vakti yerinde olup da kurbân kesmeyen, namaz kıldığımız yere gelmesin" buyuruldu.


Bazı ehliyetsiz ve konunun uzmanı olmayan kişiler, zaman zaman, radyo ve televizyonlarda kurbân mevzûu ile alâkalı olarak gelişigüzel sözler söylüyorlar; "Kurbânı kesmek şart değil, hayır cemiyetlerine para verilse olur" diyorlar. Hâlbuki kurbân edilecek hayvânı, fakîrlere veya hayır ve yardım cemiyetlerine diri olarak sadaka vermek veya o cemiyetlere bir miktar para vermek kurbân yerine geçmez. Muhakkak kurbânlık hayvânı kesmek, kanını akıtmak şarttır. Mukaddes kitâbımız Kur'ân-ı kerîmde, "Kurbân" ibâdeti hakkında bir âyet-i kerîmede meâlen şöyle buyurulmuştur:
"Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbânlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurbân kesmeyi meşrû' kıldık..." [Hac, 34]
Bakara 196; Mâide 2, 95, 97 ve Fetih 25'te hacda kesilecek kurbânlar; Mâide sûresinin 27. âyetinde, Âdem aleyhisselâmın 2 oğlunun kestikleri kurbân, 103. âyetinde adak kurbânı; Hac suresinin 36-37. âyetlerinde umûmî olarak kurbân ibâdeti; Sâffât suresinin 102-107. âyetlerinde de Hazret-i İbrâhîm aleyhisselâm'ın kestiği kurbân zikrolunmuştur.
Kevser sûresinde ise, Hanefî mezhebine göre vâcip olan kurbân beyân buyurulmaktadır.
Kurbânların kesilmesi konusunda, geçen hafta Cumartesi makâlemizde zikrettiğimiz hadîs-i şerîflere ilâveten bugün birkaç hadîs daha zikredelim:
Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki:
"Yâ Fâtıma, kurbânının yanına git! Kesilirken orada bulun! Yere akacak ilk kan damlası ile, geçmiş günâhların affedilir." [İbn-i Hibbân]
"Kesilen kurbân, Kıyâmette, etiyle, kanıyla 70 kat büyüyerek mîzâna konur." [İsfehânî]
"Kurbânlarınız, semiz olsun. Onlar, Sırâtta bineklerinizdir." [Zâdü'l-mukvîn]
"Kurbânların en hayırlısı boynuzlu koçtur." [İbn-i Mâce]
"Kurbânın postunun her kılına ve her parçasına bir sevâp vardır." [Hâkim]

Hâli-vakti yerinde olan ve Allahü teâlânın emrine uyarak kurbân kesen, kendisini Cehennemden âzâd etmiş olur. İki hadîs-i şerîfte: "Hasîslerin [Cimrilerin] en kötüsü, (kesmesi vâcib olduğu hâlde) kurbân kesmeyendir", "Hâli vakti yerinde olup da kurbân kesmeyen, namaz kıldığımız yere gelmesin" [Hâkim]  buyuruldu.

Sevgili Peygamberimiz: "Ramazân bayramında namaz ve sadaka-i fıtır, Kurbân bayramında ise, namaz ve kurbân vardır" buyurmuşlardır.
Hem Fıtır (ya'ni Ramazân) Bayramı, hem de Adhâ (Kurbân) Bayramı, Allahü teâlânın, ümmet-i Muhammed'e ihsân buyurduğu iki dînî bayramımızdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz: "Allahü teâlâ, size Câhiliye döneminden kalma bayramlardan daha hayırlı iki bayramı (Ramazân ve Kurbân Bayramlarını) ihsân etti" buyurmuştur.
Yine diğer bir hadîs-i şerîfte: "Ramazân bayramı, Kurbân bayramı ve teşrîk günleri, biz ehl-i İslâmın bayramıdır; bugünler yeme ve içme günleridir" buyurulmuştur.
Ma'lûm olduğu üzere, bayram günleri, günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği, yoksulların sevindirildiği günlerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.