Kalbimizin dostu SOMON

A -
A +
Kalbimizin dostu SOMON
Tabiat, Allah'ın yarattığı sayılamayacak kadar çok canlıyı barındırıyor. Ama yaşadığımız beton duvarlar, asfalt yollar, zehirli gazlarla yoğunlaşmış hava içinde bunlardan kaçta kaçını görüyoruz, ne kadarının farkındayız. Hangimiz başımızı yukarı kaldırıp, üstümüzden geçen leyleklere, serçelere dikkatle bakıyor? Hangi ağaca dokunup, hangi çiçeği severek kokluyoruz. 21. yy insanı, balıkları, inekleri, koyunları, keçileri, kuşları, av hayvanlarını, hatta ağaçları, çiçekleri bizimle doğada yaşayan, soluk alıp veren, acı çeken, bazen bizlerden daha duyarlı bir canlı olarak görmüyor. Bu canlılar tıpkı cep telefonu, plazma TV, dijital fotoğraf makinesi gibi insanoğluna hizmet eden ya da sofrasını lezzetlendiren birer ürün, herhangi bir nesne onun gözünde... Halbuki ne mükemmel hikayeler, ne olağanüstü olaylar var hayvanların, bitkilerin dünyasında... Yeter ki onlara doğru dönelim, görelim ve gözlemleyelim. ÜREME SERÜVENLERİ Bu hafta sizlere inanılması güç bir hayat hikayesi anlatacağım. Bu balığı yeni tanımaya başladık. Son yıllarda balıkçı tezgahlarında sık rastlıyoruz. Somonu anneannem bilmezdi. Annem balığın adını öğrendi ama pişirme alışkanlığı olmadığından yine eski bildiği, alıştığı boğaz balıklarından vazgeçmedi. Ben önce Norveç'ten ithal edilen Atlantik somonlarına şahit oldum. Şimdi Karadeniz'de yetiştirilen yerli somonlarımız var. Somon balıklarının üreme serüveni inanılmaz ve insanoğlunun başaramayacağı kadar tehlikelidir. Somon aslında bir deniz balığı olsa da üremesini tatlı akarsularda yapar. Yumurtadan çıkan yavrular dünyaya geldikleri yerde avlanarak gelişirler, iki yıl kadar tatlı suda yaşar sonra da denize açılır ve burada bir kaç yıl geçirirler. Balık iyice geliştiğinde geri dönüş yolculuğu başlar. Somon balığının hedefi yumurta olarak dünyaya ilk geldiği yerdir. Bu oldukça zor bir iştir, çünkü balığın dönüş yolculuğunda kat etmesi gereken mesafe bazen 1500 km'yi bulabilmektedir. Somon balığı eve dönebilmek için seneler evvel içinde gezindiği akarsuyun, denize döküldüğü ağzını bulmalıdır. Hiçbir somon balığı bu konuda asla hataya düşmez; denize çıktığı akarsuyun ağzını tek bir seferde bulur. Ancak doğru nehrin ağzına ulaşmak tek başına yetmez: Balık, karanın oldukça içlerinde, dünyaya geldiği ırmağın kolunu da bulabilmelidir. Şimdi bu yere ulaşabilmek için, nehrin her iki kola ayrılışında doğru tarafa yönelmek zorundadır. Somon balıkları bu tercihlerinde de hata yapmaz, her seferinde doğru nehri bulurlar. Somon balıkları, yollarını bir av köpeğinin ki kadar hassas olan koku duyularından faydalanarak bulurlar. Ancak somon balıklarının "koku duyu"larıyla açıklanamayan başka özellikleri de olmalıdır. Somon balığının yol bulmada kullandığı ne olursa olsun bunun kaynağının, ne kendisinin ne de tesadüfler olamayacağı kesindir. İlim adamlarının keşfedemediği bu sır da , ilahi kudretin bilinemeyen milyonlarca sırrından biri olarak kalmıştır. MACERALI BİR YOLCULUK Somon, soğuk sularda yaşayan, Latince Salmonem diye adlandırılan ve pek çok cinsi olan bir balık. Atlantik'te ve Pasifik'te yaşayan cinsleri mevcut. Tatlı suda yumurta bırakıyor, ilk yavrular 15-20 cm olunca, denizlere açılıp tuzlu sularda yaşıyor. Ancak yumurtlama mevsiminde yukarıdaki zorlu geri dönüş yolculuğunu yapıyor. Üreme zamanı, dişi ve erkek birbirine bağlı bir çift oluşturuyor. Erkek, eşini diğer erkeklerden koruyor. Ama sonucunda yumurtlamayı müteakip, ana, baba diyebileceğimiz bu çift ölüyor. Yumurtadan çıkan yavrular (takon adı veriliyor) 15 cm olunca denize dönüşün maceralı yolculuğuna başlıyor... Denizi bulmak için bazen yüzlerce kilometre yol katetmeleri, çağlayanlardan atlamaları gerekebiliyor. Sanayi devrimi sonunda birçok akarsu yolu barajlarla kaplanınca somonların hayatı tehlikeye girdi. Son yıllarda, Avrupa'daki büyük nehirler üzerinde somonların geçebilmesi için özel merdivenler yapılmakta. Ayrıca 1960'dan beri başta İskoçya ve Norveç olmak üzere Atlantik'teki ülkeler somon çiftlikleri kuruluyor. FAYDALARI SAYISIZ Çok cinsi var. Rengine göre. Kırmızı, gümüşi, pembe, ya da yetiştirildiği sulara göre, Japon, Norveç, Tuna pasifik somonları gibi... Beyaz etli, yağlı bir balık. Faydalı vitamin ve birçok oligo elemanın yanında, içindeki Omega 3 yağının, kalp, damar hastalıklarına iyi geldiği, kolesterolü düşürdüğü biliniyor. Yeni tanımaya başladığımız bu balığın mutfağımızdaki yeri yeni. Geleneksel tarifler içinde somona rastlayamayız. Piyasada islenmiş (füme) olarak dilimli ve ambalajlı satılmakta. Taze somon birkaç şekilde pişirilebiliyor. Izgara, buharda, fırında, ya da haşlama pişirmek mümkün. Derin ve soğuk suda yaşadığından kokusu bize ağır gelebilir. Bu bakımdan bol baharatla marine etmek yerinde olur. Şefler, ızgaradan önce zeytinyağı, karabiber, sarımsak, defne yaprağı, limon ve hardal karışımını öneriyor. Sizde, kişisel zevklerinize göre bu karışımı renklendirebilirsiniz. Afiyet olsun! Kalbimizin dostu SOMON
Mutfaklarımızın yeni tanıştığı somon birkaç şekilde pişirilebiliyor: Izgara, buharda, fırında ya da haşlama şeklinde pişirmek mümkün.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.