Kalitesiz lezzet prim yapıyor

A -
A +

Tüketim toplumu kendi kendine ürettiği bazı sapmaların da kurbanı oluyor. Bunlardan ilki tüketimdeki yeknesaklık (tekbiçimde). Kapitalizmin amacı tüketimi olabildiğince geniş kitlelere yaymak olunca, basit yöntemlerle tek tip tüketiciler üretildi. Sokağa bakın. Aynı sınıftan insanların giyimleri hatta davranışları aynı. Yiyecekte de aynı. Tüketimi kolaylaştırmak için gözümüz boyanıyor. Pizza/sandviç dayatması içindeyiz. Lezzetin çeşitliliği yok edildi. Her şey tekdüze oldu. Lezzetteki bu kişilik kaybına karşı koymalıyız. Sapmaların ikincisi ve bence en mühimi, tüketim toplumu için yalancı yeniliklerin ortaya çıkarılması. Şimdiki devamlı büyüme prensipli ekonomik sisteme göre tüketici durmadan alışverişe itilmeli, bunun için de devamlı yenilikler bulunmalıdır. Yenilik nasıl oluyor: Ya daha önce bulunmuş bir şeye yeni bir şey ekleniyor. Ya da yeni ihtiyaçlar bahane ediliyor. Internet ya da cep telefonu gibi yenilikleri saymıyorum. Onlar kişilerin hayatlarına rahatlık getirdi, hatta mutluluk getirdi. Bunlar esaslı, takdire değer yenilikler. Ama diğer taraftan bir başka örnek vermek istiyorum. TÜKETİCİ İHTİYAÇLARI Yoğurt markaları birkaç yıldır yenilik olarak insan sağlığını hedefleyen suni yenilikler çıkardılar. İçlerine meyveler, aromalar kattılar. Sağlık açısından gerçekliği tam ispatlanmamış, sadece sindirime faydalı olduğu gerekçesiyle satışa sunulan yenilikler getirdiler. Bu yenilikte hiçbir zaman tüketicinin gerçek ihtiyacı düşünülmüyor. Maksat sadece ürün yelpazesini genişletmek. Bazı markalar bunu fark etti. Mesela Danone, Fransa'daki stratejisini değiştirdi. Krizden önce piyasaya Hodan yağı ile yapılmış, cilde faydalı Essentis adlı yepyeni bir ürün çıkarmıştı. Satış fiyasko oldu. Şu anda raflardan kaldırıldı. Elbette tüm bunların yanında, baş döndürücü etkili yenilikler de var. Dağda yürümek için hafif ayakkabıların ya da kolaylıkla katlanabilen çadırların imali gibi... Mühim olan tüketiciye hakiki hizmet eden yenilikle, sadece tüketimi artırmak için çıkartılmış suni yenilikleri birbirinden ayırabilmek. Satın alırken ne faydalı, ne gerekli ayırt edebilmeliyiz. Aynı şeyi otomobiller için söylemek istiyorum. Sofistike bir teknoloji, dijital yeniliklerle öyle arabalar yapılıyor ki, hem kullanması zor, karmaşık, hem de tamiri güç. Basit bir kullanım ile sadece yol gitmesini istediğiniz bir otomobil bile bulamıyorsunuz. ARZ-TALEP MESELESİ Serge Papin: Haklısınız. Bu karmaşayı taşınabilir telefonlarda görüyorum. Piyasaya bakın sadece konuşmak ve mesaj yazmak için basit bir telefon bulmanız çok zor. Ama bu sofistikasyon yükselmesinde de düşüş var. Alıcı artık bu komplike telefonları istemiyor. Bu konuda çözüm için şu soruyu soralım: Tüketimden kim sorumlu? Talebi çeken arz mı? Arzı kamçılayan talep mi? Jean-Marie Pelt: Bana göre talebi çeken arz. Karneli ekmeğin, her türlü sıkıntının yaşandığı harpli yıllardan sonra toplumlar istedikleri gibi tüketmek arzusunda oldular. O zamanlar taşınabilir bir telefon bile hayal edilemezdi. Arzu ettikleri de bu değildi. Hatta birgün çocuklarının kulaklıklar ile müzik dinleyebileceklerini de hayal etmediler. Onların bekledikleri bunlar değildi. Ama imalatçı büyük firmalar bunların birer ihtiyaç olduğu, vazgeçilmez olduğuna inandırdılar hepimizi. Bugün reklam sayesinde, toplum kolaylıkla inandırılıyor. Mümkün olabilecek, hayal edilebilecek her tür istek yerine getiriliyor. Bu her konuda geçerli. Bu imaj veriliyor ve adına (teknik, bilimsel yenilik) deniliyor. Tüketim dünyasında böyle takma adlı dayanaklar var. Onlar sayesinde, tüketim çeşmesindeki musluklardan paralar akıyor. PİYASALAR KONTROL EDİLEMİYOR Bu konuda suçlu ararsak ideolojik olacaktır. Liberalizm parayı sistemin ortasına yerleştirdi. Bence dürüst değil. Ticarette bu gereksiz ürünleri satan binlerce ufak tüccar var. Bütün bunların yanında İsveç ve Amerikalı uzmanların uyardığı gibi, elektromagnetik dalgaların insan sağlığına zarar vermesi de ayrı bir konu. Tüm bu gelişmelerin süreci içinde insanlar sonucu hafife alınmayacak sorular soruyor. Ama kimsenin umurunda değil. Cevapları almadan hızla devam ediliyor. Diyelim ki milyarlarca dolar getirecek yeni bir ilaç keşfedildi. Etkileri hakkında kesin sonuçlar beklenmeden derhal piyasaya sürülüyor. Bugünkü ekonomik sistemde, para getiren her şey geçerli. Yeter ki dolar makinemiz dönsün. Ekonomi hiçbir tedbir ya da mesafe koymaksızın her şeyi kendi yönüne çekiyor. Ama bugün hiçbir şeyi kontrol edemez hale geldik. Internette küçük bir resimle bile gerçekten doğru ya da yanlış olduğunu ya da nasıl değerlendireceğimizi bilemediğimiz tonlarla bilgi dolaşıyor. Tüm bunları bilmek ürkütüyor. Bugünümüz ve özellikle çocuklarımıza bırakacağımız yarınlar için tüketmeden önce bir kere daha düşünmeliyiz. Haftaya kadar hoşça kalın, yine sağlık, huzur ve lezzet sizlerle olsun! DOĞRU ÜRÜNÜ ALALIM Tüketiciler, ihtiyaçları, sağlığı, damak zevki hiç düşünülmeden suni yeniliklerle, reklamlarla yanıltılıyor. Sokakta fastfood, pizza, sandviç ve ayakta yeme içme revaçta... Toplum olarak israfa ve kalitesiz ürünlere karşı daha hassas olmalıyız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.