"Köylüme selam söyle"

A -
A +
Ellerindekileri bıraktırıp sahilde bir lokantaya götürdüm. "İstediğinizi yiyin için” dedim.
 
Kızımın tayini, ataması Bursa’ya çıkmıştı. İç Anadolu’da görev yaparken evlerinin karşısına evden eve taşıma şirketlerinden birisinin aracı park ediliyordu. Kızım bana evi nasıl taşıyacağız dediğinde ben de ona “sizin evin karşısına park eden aracın şirketini ara” dedim. Onlar da arayıp anlaşmışlar. İki gün sonra önce kızım, damadım ve torunlar kendi araçlarıyla Burgaz’daki evimize geldiler. İki saat sonra da bir sürü telefon ve yol tarifi ile şirketin kapalı kamyonuyla taşıyıcılar geldiler.
Ev yerden iki metre yükseklikte idi. Ama taşıyıcılar profesyonel olmadıkları için eşyaları evin balkonundan almak istediler. Üç tane taşıyıcı ve bir de yaşlı bir şoför vardı. Eşyaların yarısı taşındı ve onlara sordum:
-Kardeşler! Kahvaltı yaptınız mı? Hiçbirinden de ses çıkmadı. Ben yine:
-Yemek yediniz mi, dedim.
En genç olanı:
-Açız dayı, dedi.
Ellerindekileri bıraktırdım, onları sahile yakın bir lokantaya götürdüm. “İstediğinizi yiyin için” dediğimde:
-Olmaz dayı, çorba ekmek yeter bize, dediler.
Israrım sonucu tatlıya varıncaya kadar yedirdim. Ben önce bu gençleri İç Anadolu’nun delikanlıları zannetmiştim. Gençlerden ikisi Azerbaycan’dan birisi ise Afganistan’dan. Afgan olan daha 19 yaşında idi. Bu kardeşlerin her dediklerini anlamasam da yine de anlaşabilmiştik. Sonra çay içtik ve taşımaya devam ettik. İkindiye doğru eşyalar yerleştirildi. Onlara bu sefer pide, ayran, kola söyledim. Benim samimiyetimden etkilenip Türkiye’ye neden, nasıl geldiklerini anlatmaya başladılar. Özellikle Afgan kardeşimiz 29 gün boyunca devamlı yürüdüklerini, yollardaki maceralarını anlatınca içim sızladı. Azerbaycanlı olanlar çocukluk arkadaşıydı. Birisi kuyumculuk yapıyormuş, diğeri de inşaat ustasıymış. İşleri bozulunca bizlerin 60’lı yıllarda Almanya, Fransa, İngiltere’ye gittiğimiz gibi onlar da bir umut kardeş ülke Türkiye’ye kaçak yollarla girmişler. Onlara sınırda yardım eden bazı kişiler varmış. Bu kardeşleri İç Anadolu’ya bazılarını da Bursa’ya getirmişler. Afganlı kardeş bana:
-Benim köylümün birisi burada çalışıyor, ama haberleşemedik. Telefonu değişmiş. Ama çalıştığı köyün adını biliyorum, acaba ona ulaşıp selamımı söyler misin, dedi. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.