Baydı artık!

A -
A +

Tatsız tuzsuz bir döneme girdik. Yapılan hataların yıllar sonra ortaya çıkan sonuçlarını yaşıyoruz. Yuları 'IMF'ye kaptırdığımızdan beri ağzımızın tadı kaçtı... Vatandaşın yüzündeki tebessüm, evindeki bereket kayboldu. Şu anda içeride ve dışarıdaki gelişmeleri bile tam anlamıyla takip etmek mümkün değildir. Sonu gelmeyen çekişmeler ve güvensizlik ortamı sebebiyle ülkemiz kan kaybetmektedir. İlişkiler ve sonuçlar hepimizi bıktırmıştır. Makedonya ve Bosna unutuldu. Kosova'ya askerî takviye yapmamak 'NATO'ya karşı gerçek bir tavırdır, ancak Türkiye'nin Balkan politikaları ile ne ölçüde çakışmaktadır? Benzer durum Kafkaslar ve Ortadoğu için de geçerlidir!.. Biz gözlerimizi kapatıp, bizim dışımızda cereyan edenler hakkında çekimser kaldıkça hedef ve menfaatlerimiz haleldar olmaktadır. 'Telekom'la ilgili özelleştirme tam bir yılan hikâyesine döndü. Dün Bakan Öksüz'ü eleştirenler, bugün Öksüz'e hak veriyorlar. 'Şu'nun veya 'bu'nun haklı olmasından ziyade, ülke yararına işlerin yapılıp, yapılmaması önemlidir. Bürokrasi kilitlenmiştir. Karar mekanizmaları sindirilmiş, siyasi sorumlulukları üstlenmeleri gerekenler de sipere girmiş durumdadır... Parti kapatmak, düşünceleri yargılamak ve tektip bir anlayışı hakim kılmak istekleri ülkemizi köşeye sıkıştırmıştır. Etnik ve dini bölücülük için alınması gereken önlemler maalesef sade vatandaşı ve samimi dindarları hedef almaktadır. Renk tayfına dönüştürülen gökkuşağı misali sarı, yeşil, kırmızı diye tavsife çalışılan sermaye sinmiştir. Türkiye'nin en büyük gücü durumundaki müteşebbislerin kafası bulandırılmıştır. İş ve yatırım yapmaktansa, pusuda, repoda ve rantta kalmak çok daha emin bir yol haline getirilmiştir. Bütün bunlar sadece yatırım ve üretimi değil; düşünceyi de yavaşlatarak durma noktasına getirmiştir. Tatsız tuzsuz bir dönem dediğimiz de budur. Hiçkimse bugününden memnun değildir. Yarınlar hakkında da endişeler giderek büyümekte, insanlar psikolojik çöküntüye düşmektedir. İşin doğrusu bu 'keçiboynuzu' tadındaki gündem hepimizi baymıştır. Bu gündemi de değiştirecek olan medya ve bürokrasi değil, siyasi karar beyinleridir. Gerçi onların da kafası karışık, ancak başka da çaremiz kalmamıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.