Faizler ve fakirler...

A -
A +

Zirvedeki kriz olmasaydı faizler böyle bir artış gösterir miydi? Zannetmiyoruz. Ancak faizlerin çıkışa geçtiğini de hepimiz biliyoruz. Yüzde yedi bin faiz. Dile kolay... Ekonomimizin iyi yönde olduğunu iddia edenler şimdi gerçeklerle yüzleşmekten kaçıyorlar. Ekonomi müdahaleyi sevmez. Ekonomiye yapılan her müdahalenin yan etkileri olacağı bilinmelidir. Ekonomik programla ilgili ilk destek yine Sezer'den geldi. Buna rağmen içinde bulunduğumuz kritik durum değişmeyecektir. Önce ekonomiye müdahale edenler çok ve karmaşık. Sonrasında ise IMF istekleri ile Türkiye gerçekleri çakıştırılmadı. Hele döviz artışlarının prangaya vurularak durdurulmak istenmesi tam bir curcuna... Gerçeklerle ilgisi olmayan döviz kurları sebebiyle bankalar, şirketler ve hatta şahıslar bile döviz bozdurmuyor. Buna rağmen de Merkez Bankası'nın ısrarlı tutumunun olumsuz etkiler doğuracağı kabul edilmiyor. Yaşananları sadece politik krizlere bağlamak kolaycılığından vazgeçemedik. Aslında ekonomik tedbirlerin gözden geçirilip, revize edilmesi gerekirken, yetkililer hâlâ müdahaleci tutumları ve inatçı ısrarları terk etmiyorlar. Vadeli mevduat anlayışının kayıp olduğu ve gecelik faizlerin tercih edildiği bir ekonomi bitmiş demektir. Günü kurtarmak sevdasındaki hükümet; halen gerçekleri kabullenmek istemiyor. Kalp spazmı gibi görünen bu dengesizliklerin kalp krizine dönüştüğünü nasıl anlatalım!.. Ekonomi yoğun bakıma alınmalı ve geniş katılımlı bir konsültasyon yapılmalıdır. "Dediğim dedik, çaldığım düdük" anlayışıyla bu kriz çözümlenemez. Akılcı ve kabule şayan çözümler üretilmedikçe para ve kredi piyasalarının durulmasını beklememeliyiz. Sadece sabit ve dar gelirlilerin fedakârlığına terkedilen ekonomik tedbirlerin soluğu kesilmiştir. Şimdi sıra daha acı reçetelere, daha ağır paketlere gelmiştir. Ancak vatandaşımızın da takatı kesilmiştir. Mevcut veriler ışığında bankalar ve finans kurumlarının faaliyetlerini sürdürmeleri çok zordur. Kısa bir süre sonra borsa işlemlerinin durdurulması sürpriz olmayacaktır. Anadolu'da bir tabir vardır. "Teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur!" derler... Bizimki de o hesap... IMF'den yardım ve sıcak para ummak yerine; yolsuzluk ve kaçaklara mani olmak gerekir. Görevlerimizi ihmal ederek başkalarından atıfet beklemek bize yakışmaz. Büyük umutlarla Türk Asrı olabilecek bir zaman dilimini kriz asrına çevirdiğimiz için hepimiz suçluyuz. Bakalım yarın çocuklarımız ve torunlarımıza nasıl hesap vereceğiz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.