Günler su gibi akıp gidiyor... Türkiye'nin meseleleri de çığ gibi büyüyor. İki yıllık icraatına baktığımız koalisyon Hükümeti'nin de tükenerek yönetimi Derviş'e devrettiği gözleniyor... Dördüncü ortak diyerek ünü duyurulan Derviş'in artık büyük ortaklığa soyunduğu söyleniyor. Bütün bu Dervişli günlerden sonra Tantan'a karşı başlatılan tantanayı yaşadık. Ama gündem yapıcılar Tantan'ı konuşmamızı istemediklerinden; önümüze Tarkan'ı çıkarttılar. Artık Dervişli ve Tantanlı günler bitti, Tarkanlı güzel (!) günler başladı... Türkiye'nin bütün meseleleri, iç ve dış borçları, dış ilişkileri, komşuları ile münasebetleri, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'daki hak ve menfaatleri halloldu sıra Tarkan'a geldi... İnanın bu yazıyı utanarak yazıyoruz. Bunca dert ve sıkıntı arasında gündeme oturan mevzuya bakınız. Bakınız ve siz de utanınız! Bu gibi belden aşağı mevzuları gündemin ilk sırasına taşıyan medyayı boykot etmezseniz; daha çook, ama çook problemler yaşarsınız. Bu sağlıksız ve hasta medyayı daha ne kadar sırtlayıp götüreceksiniz? Ailenize, çoluk çocuğunuza saygısızlık yapan bu televizyon kanallarını daha ne kadar seyredecek; bu boyalı basına daha ne kadar para vereceksiniz? Mesele haber ve magazin olmaktan çıkıp, müptezel bir hâl almıştır. Daha önce telaffuzu bile çirkin ve ayıp görülen hususlar, kamu hizmeti iddiasıyla ortaya çıkan medyanın ilk gündem maddesi... İnsanların ar damarı çatlayınca sapıklık ve kırıklıkların da sınırı kayboluyor. Soruyorum size! 'AB ile ilişkilerimiz ne safhada?' "AB ilişkilerinden sorumlu ortak ve Başbakan Yardımcısı ne yapıyor?" "Buğdaya, tütüne, Telekoma, THY'ye kafayı takan IMF bizim dış ilişkilerimize ne diyor?" "Atatürk'ün mektebi de dahil bütün Türk eserleri ve Türkler tehdit altındayken Makedonya'yı kim ipliyor?" "Bunca borç altına giren Türkiye'nin geleceği ile kim ilgileniyor?" Yüzlercesini sıralayıp cevap bulamayacağımız bu sorular ve sorunlar ortada iken; Tarkan'ı gündemin başına çıkartanların "başına Tarkan kadar taş düşsün" diyeceğiz de dilimiz varmıyor. Çünkü Tarkan ufak tefek ve yeterince sert değil ki...