Masamın üzerinde iki mektup dikkatimi çekti. "Diğerlerini okumuyor musunuz?" diye bir soru gelebilir aklınıza. Sakın gelmesin hem de detayına kadar okuyoruz tabii... Bu mektuplar hemen hemen aynı işi yapan kardeş hayır kuruluşlarından. Biri "Türkiye Yeşilay Cemiyeti"nden. Hayli mütevazı ve etkileyici. Normal posta ile gönderilmiş. Konusu 'alkol ve trafik'. Son on yılda Türkiye'de '3.136.333' trafik kazası olmuş. Sanki dünya harbindeyiz! Bu harpten bize kalan '54.751' derhâl ölüm, '27.373'de hastahane ve sonrasında ölüm... Toplam '82.124' ölü vermişiz bu dönem zarfında... Bu kadarla kalsa yine de iyi diyeceğiz ama nerede? Ayrıca; '1.066.008' sakat var bilançoda. Heder olan milli servet ise hesaba ve kitaba gelmeyecek ölçülerde... Bu savaş gibi sonucun tek sebebi 'alkol' değil elbet. Ancak 'alkol'lü araç kullanmak, harbe gitmekten de daha yüksek 'risk' taşımaktadır. Diğer zararlarını görmezden gelsek bile, bu durum sebebiyle 'alkol'ü, 'trafik'ten soyutlamamız gerekir. Şimdi yeni trafik kanununda bakalım karayolları ve dinlenme tesislerinde 'alkol' satışına nasıl bir çözüm getirilecektir? Umarız ilgililer "yangının üstüne benzin dökmek" gibi bir yanlışa düşmezler. Su ve demiryolu taşımacılığı da ihmal edildiği dikkate alınırsa Türkiye'nin '%90'ı yollarda. Böyle bir kahîr çoğunluğu dikkate almamak ve 'alkol'ü teşvik etmek akıl işi değildir! Siz gelin de bunu bizim entel siyasilerimize kabul ettirin bakalım! Malum, içki kadın ve kumar artık asrî ve entel olmanın göstergesi haline getirilmiş! Nasıl mı? "Maraba Televole"ler tarafından... Gelelim diğer mektuba! Diğer mektup da 'Kızılay Genel Başkanlığı'ndan. Önce mektubun '1.500.000' TL ödenerek 'APS' ile gönderildiğini belirtelim. "Bu değirmenin suyu nereden geliyor?" gibi gereksiz bir soru sormayacağız. Tabii ki vatandaşın cebinden... Bizi asıl düşündüren 'Kızılay Genel Başkanlığı'nın halen eski defterleri karıştırarak; vatandaş tepkilerini eleştirmesidir. 'Kızılay'; vatandaşın gönlünü kırmıştır. Sadece Marmara depremi ve sonrasında yaşananlar da değil! Böyle bir hayrî kuruluşun süflî menfaatler ve yolsuzluklara feda edilmesini vatandaş kabullenemiyor, hazmedemiyor. 'Hata' mı? Hepimizde var! Ancak 'hayır' yapma iddiasıyla ortaya çıkanların çok dikkatli ölçülü ve feragatli olmaları gerekir. 'Kan' vermeyelim mi? Hayır! Aksine, gerekirse 'can' da verelim. Ancak enayi yerine konmayalım!..