Lobiler ve insanlar

Asrımız lobiler asrı. Kendi başına okuyup yazamayan, hatta düşünemeyen insanlar haline dönüştük. Bunun geç de olsa farkına varmamız çok faydalı ve yerinde olmuştur. Eksik olmasın bizim medyamız iç kamuoyuna aslan kesilir. Mesele dış kamuoyu olduğunda çıtları çıkmaz. İleri Batılı ülkelerde bu durum tamamen farklıdır. Onlar stratejik manada ülke menfaatlerini düşünürken; bizler günü kurtarma sevdasındayız. Dahası günü kurtarmaya çalışırken neleri kaybettiğimizin de farkında olamayız.. Milli Güvenlik Kurulu Sekreterliği'nin Danimarka'da başlattığı temaslar memnuniyet verici. Gerçi Avrupa'da üniformalı faaliyetler biraz hoş karşılanmaz, ama yine de başlamak işin yarısıdır. Orgeneral Asparuk ve Enver Paşamızın başlattığı bu faaliyetler yeni değildir. Yılmaz'ın Dışişleri Bakanlığı sırasında Özal'ın da desteği ile lobi faaliyetleri başlatılmış ve hayli mesafe alınmıştı. Diğer bir deyişle; küllenen ateş tekrar yakılmaya çalışılıyor. Düşünenleri ve emeği geçenleri kutluyoruz. Geç kalındı, diyerek diz dövmektense, zaman geçirmeden işe koyulmak iyidir. "Neden Danimarka?" diye sorabilirsiniz. Kanaatimizce başlangıç açısından kontrolü kolay, teşkilâtlanması mümkün ve yasaları müsait olan Danimarka, iyi bir tercih ve akıllı bir başlangıç olmuştur. Gönül isterdi ki askerlere çizme giydirme gereği duyulmasın. Ne yazık ki bu olmadı. Bizim Dışişlerimizin tarzı değişiktir. Özel sektör anlayışından uzak, katı devletçilik ve statüko sebebiyle Dışişlerimiz hep zamana oynamıştır. İşin gerçeği zamana oynamak pek de yanlış sayılmaz. Ne var ki bizim fazla zamanımız yok!.. İşe üniformanın karışması bizim açımızdan faydalı olmuştur. Çünkü mozaik hale gelen parçalanmış ve bölünmüş Türk varlığını ancak iki şey toparlayabilirdi... Üniforma ve din! Devlet tercihini üniformadan yana kullanmıştır. Ancak dini ihmal etmemek gerekir. Bundan önce dinî, kültürel ve sosyal derneklerin hayli mesafe aldıklarını belirtmemiz gerekir. Hele DİTİB'lerin Avrupa Türklüğü'ne yaptıkları hizmetler sayılamayacak kadar çoktur. Bizdeki bazı akl-ı evveller, lobilerin aslında dinî gerekçelerle tesis edildiğini pek kabule yanaşmazlar. Meselâ ABD'deki Yahudi, Rum ve Ermeni lobilerinin kökeninde dini motifler vardır ve ağırlıklıdır. Biz bu hayırlı teşebbüsü candan kutluyor ve destekliyoruz... Umarız bu teşebbüs birleştirici bütünleştirici ve fikir ayrılıklarını törpüleyici olur. Aksi halde zaten mevcut olan bölünmüşlüğe bir fraksiyon daha ilave etmekten ileri geçemez. Tekrar hayırlı olsun!