Öncelikler ve biz

A -
A +

Nasıl bir krize duçar olduğumuzu zaman geçtikçe daha da iyi anlıyoruz. Enflasyon masalları ile uyutulduktan sonra geçen iki yıl, Türkiye için telafisi güçten de öte bir durum sergiliyor Hiçbir konuda milletle uyum içerisinde olmayan bir iktidarın daha iyi, daha olumlu sonuçlar alması zaten muhaldi. Hükümetin çeşitli maddi ve psikolojik baskılar altında olduğunu kabul etsek bile; bu derece halktan kopuk bir yönetim tarzını içimize sindiremiyoruz. Bazen nereden başlayacağımızı tayinde bile güçlük çekiyoruz. Ekonomiden mi, ahlâktan mı?.. Veya maddeden mi, manadan mı başlamak gerekir? Kanaatimizce cumhuriyet hükümetlerinde genel olarak bir kararsızlık mevcuttur. Manadan ürken, maddeye tapan bir anlayışın hakimiyeti vardır. Avrupa'nın göbeğinde ve ekonomik durumu AB normlarının da üzerinde olan İsviçre; AB'ye girmek için değil, girmemek için mücadele veriyor... Diğer taraftan biz ısrarla AB derken, en temel konularda bile olumlu bir icraat yapamıyoruz. Bazılarının ulusal, bizim de milli program dediğimiz taahhütname hâlâ hazır değildir. Velev ki hazır olsa, kitapta kalmaya mahkum bir program olmaktan ileriye gitmeyecektir. Önce zihnimizde ve gönlümüzdeki çatışmayı çözebilmeliyiz! İsteklerde garplı, yönetimde şarklı bir anlayış samimiyet göstergesi olamaz. Biz örtmek istesek de, bu doğulu düşünce ve yönetim tarzı, bütün müesseselerimizde hakim bir anlayış durumundadır... Eğitim ve öğretimde batılı bir anlayışı savunamadığımız takdirde, diğer alanlarda batılılaşma hayalden ileri gidemez. İşte Milli Eğitim Bakanlığı; dersliklerinden okullara, öğretmenlerden laboratuvarlara tam bir kevgir gibidir. Buna rağmen muhal bir soluksuz eğitim uğruna nesiller mahvedilmektedir. Türkiye'ye hiçbir faydası olmayacağı kesin olan bu uygulamada ısrarın manası nedir? Benzer durum YÖK için de geçerlidir. Birbiri peşi sıra istifa eden öğretim üyeleri... Derslerine yönetimin gereksiz uygulamaları sebebiyle giremeyen öğrenciler... Köylerine dönemeyen insanlar, evlerine kuru ekmek bile götüremediği için intihar eden vatandaşlar!.. Bunun adı da muasırlaşmak ve medenileşmek ise bırakınız cahil fakat mutlu ve sağlıklı kalalım. Koalisyon hükümeti yine Derviş'çe bir yaklaşımla ekonomiye yani maddeye ağırlık verdi. Kimbilir belki de mânâya dönebilsek, yaşanan sıkıntıların büyük bir bölümü kendiliğinden hallolacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.