Şıklık yarışı

Siyasi arena, defile podyumuna döndü... Karar beyinlerimiz işlerine gelmeyen ve içlerine sindiremedikleri olayları; kanuni de olsa 'şık' olup olmamakla değerlendirirlerdi... Şimdi sıra bizde. Hükümetin Başı'na yapmış olduğu revizyonla ilgili soruyoruz. "Şık oldu mu?" Sorunun muhatabı önce Başbakan sonra da Çankaya'dır. Çünkü yürürlük Çankaya'nın onayı ile mümkündür. Kabinede bir revizyon gereği yıllardır dillendirilir. İşin gerçeği bu görüşün doğruluğu koalisyon hükümetince de kabul ediliyordu... Ne var ki "Surda gedik açmak ve açtırmamak!" gibi kısır bir değerlendirme ile bugünlere gelindi... Biz kabinede revizyon derken bu görüşü müspet manada ele alıp, değerlendirenlerdeniz. Hatta bu isteğin menfi olması gibi bir istek muhaldir. Dahası, muhalefet bile revizyon derken pozitif düşünceler sergiliyordu. Fakat heyhat; tam tersi oldu. Zaten zaaf içerisinde olan koalisyon hükümeti şimdi havlu attı... Meselenin başlangıcı Yüksel Yalova'ya dayandırılırsa da, işin aslı 'enerji ihaleleri'ne kadar uzanmaktadır. Konu iyi ve etkili bir yönetim oluşturmaktan çok pastadan pay alma istek ve kaygısı taşımaktadır. Tantan'ın İçişleri Bakanlığı birilerini oldum olası rahatsız etmekteydi. Doğrusu A. Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı ile Tantan güç kazanmış ve meselelerin üzerine daha bir kararlılıkla gider olmuştu... Ne oldu ve nasıl oldu da bu muhalif rüzgâr en başarılı insanları törpüleyiverdi? Çizgisinde kırıklıklarla maruf Keçeciler bile; bu hükümetin başarılı bakanları arasındaydı... 'ANAP'ı baraja takılmaktan kurtaran Tantan ve Keçeciler'in bir kalemde gözden çıkartılması, 'ANAP'ın bitiş, tükeniş sinyalleri gibi algılanıyor. Yazık oldu! Biz 'müspet' gelişmeler beklerken; 'menfi' durumlarla karşılaşıyoruz. İşin doğrusu Türkiye'nin en dürüst politikacıları iktidarda ve en yüksek yargı hizmetleri Köşk'te iken; Bu iş hiç de 'şık' olmadı!..