Buğday taban fiyatı ile ilgili tartışmaları görüyorsunuz. Düne kadar kendi kendine yeterli yedi veya yirmi ülkeden biri olan Türkiye bu özelliğini kaybetmiş durumdadır. Tarım kesimi yani köylünün desteklenmesi hem yeni bir olgu, hem de bize mahsus bir usul değildir. En ileri ülkeler bile çiftçisini, köylüsünü, hatta küçük esnaf ve sanatkârını desteklemektedir. Bu desteği bizim insanımıza çok gören sakat bir zihniyetin karar mekanizmalarını ele geçirmesi gerçek bir kayıp olmuştur. Buğday Türkiye için stratejik bir gıda durumundadır. Belki başka ülkelerden üç beş kuruş ucuza temin edilebilirse de; ele avuç açmak durumunda kalınabilir. Türk'ün temel gıdası olan ekmeğin hammaddesi olan buğdaya ne verilse, ne yapılsa azdır!.. Ziraat Bankası'nın çiftçiye verdiği ve düşük faizli olduğu iddia edilen kredilerin reel maliyeti hesaplandığında bankaların değil, çiftçilerin alacaklı olduğu görülür. Banka kredilerinin cep yakan oranları sebebiyle birçok çiftçi ailesi perişan olmuştur. Ocağı yıkılan bunca insan ortada dururken hâlâ banka faiz ve kredi politikaları nasıl savunulabilmektedir. Çiftçi, esnaf ve küçük işletmeciler yanlış politikalarla tüketilmiştir. Kısa donu ve tenis raketi ile boy boy fotoğraflar çektirenlerin, çiftçinin köylünün sıkıntıları ile hemhâl olmaları hayli güçtür. 'IMF'nin isteklerini tek ve gerçek doğru olarak kabul etmek mümkün değildir. Görünüşte çarçur edilmiş kaynak gibi algılanan tarım destekleme politikaları, gerçekte Türkiye'nin bekası ile ilgilidir. Hükümetlerin enflasyon politikaları ve tahminleri hiçbir zaman tutmamış, hep tahminlerin üzerinde gerçekleşmiştir. Türkiye'nin giderek fakirleşme sebeplerinden biri de budur. Buna rağmen inat ve ısrarla enflasyon tahminlerinin baz alınması yıkımdır. Temel gıda maddeleriyle ilgili kararlar diğer tüketim maddeleriyle ilgili kararlarla bir tutulamaz. Fakirliğe alıştık da, bari karnımızı doyuracak ekmeğimize göz dikilmese. Gökalp-Derviş çekişmesini biraz da bu gözle inceleyebilirsek daha gerçek sonuçlara ulaşabiliriz. Mesele buğday değil, bu üretime gönül vermiş tarım kesiminin geleceğidir. Her konuda dışa bağımlı olduğumuz bu dönemde bırakınız bari kendi ekmeğimizi kendimiz üretelim.