Mah-ı gufran şehr-i ramazan

A -
A +

Öyle okurduk büyüklerimizin yazdıkları ramazan yazılarından. “Mah-ı gufran şehr-i ramazan” derlerdi... Gufran demek Cenab-ı Hakkın günahları örtmesi, affetmesi, bağışlaması anlamındadır. Yani ramazan ayına günahların örtüldüğü müminlerin bağışlandığı ay olarak bakılırdı. Şimdi bu tür söylemler unutuldu... Hoş geldin ramazan deniliyor sadece... E biz de yeni nesil sayılırız... Bu bakımdan benim de hayatımın en güzel zamanları olan ramazan günlerine hoş geldiniz diyorum. Çocukluğumdaki güzel hatıralardan, ilk orucumu tuttuğum günlerden, evimizin neşesi olan iftar ve sahur vakitlerinden; soframızın bereketi olan zamanlardan tanırım sizi. Daha birçok anılardan, sıcak pide kokusundan, soframızdaki tarhana çorbasının enfes buğusundan, iftar topunun yüreklere sevinç salan gür sesinden, mahallenin çocuklarıyla koşarak gittiğimiz teravihlerden, hafızların Kur’ân tilavetinden, zihnime ve gönlüme nakşolmuş en güzel fotoğraflardan hatırlarım sizi… Siz ki bizim medeniyetimizin en güzel örneklerinin sahnelendiği günlerdensiniz. Siz ki bizi biz yapan değerlerin en büyüklerisiniz. Müslümanlığımızın şiarı olan mübarek günlerdensiniz. Kulluğumuzu idrak ettiğimiz, kendimize geldiğimiz, fabrika ayarlarımıza döndüğümüz günlersiniz. Bizi biz yapan zamandır ramazan…

 

Hoş geldin ayların sultanı… Hoş geldin gönlümün mihmanı… Hoş geldin Kur’ân’ın fermanı… Hoş geldin Müslümanların bayramı… Nefislerimizin terbiyesi için, ruhlarımızın arınması için, gönlümüzün pasının silinmesi için, fikirlerimizin ve dünyamızın temizlenmesi için çok ihtiyacımız vardı sana.

 

Mübarek mevsimin en güzel ayı olan şehr-i ramazan geldi, hoş safalar getirdi. Çok ihtiyacımız olan bir zamanda geldi. Çok üzülmüştük, çok sıkılmıştık, çok daralmıştık. Nefes almakta zorlanmıştık. Bize bir huzur ile, bir sürur ile bir nur ile geldin ey şehr-i ramazan... Hoş geldin ey mah-ı gufran...

     Cüneyt Aybey/Turgutlu-Manisa
 
 
 
ŞİİR
 
                    S U L T A N
 
Geldi ayların sultanı, ehlen ve sehlen merhaba,
Agâh ol ve iyi tanı, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Bu mahın her günü bayram, asil ceddim ona hayran,
Okunsun yücede mahyan, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Güm güm gümlesin davullar, uyansın kentler, avullar,
Başlasın güzel sahurlar, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Masumların hevesi var orucu hep tutası var,
Hurması var pidesi var, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Bereketle rızık artar, nimetlerde lezzet artar,
İftar vakti toplar patlar, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Teravihte merhabaya döner diller elvedaya,
Sünnet sultana gedaya ehlen ve sehlen merhaba.
 
Evveli rahmettir elbet, ortası af ve mağfiret,
Sonu cehennemden azat, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Gece kaim gündüz saim hatimler okunur daim,
Nasip olsun bize naim, ehlen ve sehlen merhaba.
 
Ahirinde başlar hüzün, oluruz senin öksüzün,
Deriz tekrar göster yüzün, ehlen ve sehlen merhaba.
 
     Celaleddin Küpeli
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
EHLEN VE SEHLEN: Hoş geldiniz, safa geldiniz anlamında söylenir.
AGÂH: Haberdar. Uyanık. Kalbi uyanık. Malumatlı. Basiretli. Vâkıf. Bilen.
MAH: Ay, senenin her bir ayı.
AVUL: Kabile.
GEDA: Dilenci, yoksul, fakir.
AZAT: 1. Serbest bırakma. 2. Okullarda paydos. 3. Serbest bırakılmış olan.
KAİM: 1. Başka bir şeyin yerine geçen. 2. Ayakta duran, var olan. 3.(din bilgisi) Her zaman var olan, yaratıcı.
SAİM: (Savm) oruç anlamındadır. Saim de (Savm’dan) Oruçlu, oruç tutan.
NAİM: Bolluk ve bahtiyarlık içinde yaşayış.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.