Ali Şirin Gültekin

Gizli kahramanlar vardır, ama onların perde arkasında yaptığı başarılı çalışmaları kimse bilmez... İşte bugünkü yazım da böyle bir kimseyi konu alıyor...

Sporun kardeşlik olduğu bilindiği halde günümüzde stadlarda terör estiriliyor...

İstanbul'daki spor kulüplerini ve onların problemlerini duyurmaya devam ederken, bu büyük ve tarihi şehirde doğan birisi olarak eski - yeni arasındaki farkları da siz okuyucularıma duyurmaktan büyük zevk alıyorum...

İstanbul'u bu hafta da köşe bucak dolaşarak unutulan amatör kulüplerini bir bir gün yüzüne çıkarmaya devam ediyorum. Bugünkü yazım, Güngören belediye sınırları içinde bulunan

Amatör kulüpler, eski futbolcuların dramı derken şimdi de 2.Lig B Kategorisi takımlarından Karagümrük'e uzanıyoruz... Karagümrük'ün benim gönlümde apayrı bir yeri var. Gençliğimde Vefa Stadı'nın gediklisi olan birisi olarak Karagümrük'ün maçlarını takip ederdim.

Heyy gidi günler heeyy... Erol Togay... Bir dönem Türk futboluna adını altın harflerle yazdıran isim... 1950 yılında doğdu. Futbola 18 yaşında Vefa'da başladı.

Çantamı sırtladım, gidiyorum... Bir ara aklıma Sultanahmet ve çevresini görmek geldi... "Hey gidi Cağaloğlu ve Babıali yokuşu... Az arşınlamamışım ben bu yolları... " diye içimden geçiriyorum ve hatıralarımı tazeliyorum... Gazete, Yenibosna'ya taşınmadan önce hayatımız buralarda geçerdi... Film şeridi gibi bir bir aklımdan geçiyor herşey... Birden aklıma İstanbul'un en eski mahallerinden Küçükayasofya geldi. Sultanahmet Camii ve çevresinin muhteşem görünüşüne bakarak sahile doğru yol aldım... Şimdi Küçükayasofya Kulübü'nün önündeyim...

Haftada iki defa İstanbul'un çeşitli semtlerine uğrayıp, kıyıda köşede kalan kulüplerin yöneticilerinin Türk gençliği için neler yaptığını, su üstüne çıkartıyorum... Bu güne kadar bu köşede yayınlanan yazılarımdan dolayı, çok sayıda teşekkür faksları ve telefonlar aldım. Bundan dolayı çok sevinçliyim... Bu teşekkürler, benim şevkimi daha da arttırdı... İstanbul'u semt semt gezip, isimsiz kahramanları tanıtacağım...

Bugünkü yazımda benimle aynı yaşıtta olan Yedikule'den bahsedeceğim. 1944 yılında kurulan Yedikule, 1961 yılında Emniyetspor ile birleşerek uzun yıllar 1.Lig'de oynadı. Forma rengi turuncu-beyaz olan Yedikule, daha sonra 2.Lig ve 3.Lig'de de tutunamayarak amatör kümenin yolunu tuttu. Turuncu-beyazlı kulüpten herkes desteğini çekince zor günler başladı. Kulübe kilit vurulacağı sırada "cesur yürekli" bir kişi çıkıp Yedikule'ye sahip çıktı. İşte bu yürekliliği gösteren Derviş Meral'dı...Meral, 10 yıldır kulübü sırtlıyor sırtlamasına ama nasıl?...

Ümraniye Belediyesi'nin kulübe karşı ilgisiz olmasından yakınan Yamansporlu yöneticiler, yeni arayışların içine girdi. Futbol takımının, Hekimbaşı'ndaki sahayı kullandıklarını belirten yöneticiler, kış aylarında saha şartlarının kötü olması sebebiyle çok büyük zorluklar yaşadıklarını belirtip Milli Emlak'tan tesis için yer istiyorlar. Yöneticilerin istediği yer ise; TRT'nin anten alanında bulunan 20 dönümlük park sahası... Yamansporlu yöneticiler, bunun için önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'yla daha sonra da Başbakan R. Tayyip Erdoğan'la görüşüp bu haklı taleplerinin yerine getirilmesini isteyecek...

Beykoz Kavacık Mahallesi'nde stad çıkmazı yaşanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Etkinlikleri AŞ. tarafından yapımı üstlenilen ancak yakınında bulunan iki villa sahibinin engellemesi sebebiyle bir türlü yapılamayan stad Kavacık halkını üzüyor. 35 bin vatandaşın yaşadığı Kavacık mahalesi sakinleri Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, adını taşıyan stada çözüm bulmasını istiyor. Fatih Sultan Mehmet köprüsünün Anadolu yakası girişinde bulunan gazeteci Mehmet Ali Birand, Uğur Dündar, armatör Kahraman Sadıkoğlu, gazinocular kralı Fahrettin Aslan, F.Bahçe yöneticisi Mehmet Karasu gibi bir çok ünlü simanın yaşadığı mahallenin sâkinleri, büyükşehir belediyesinin bu stadı bir an önce bitirerek yeni futbol sezonuna yetiştirmesini istiyor.

"Sporda iz bırakanlar" yazı dizimizin bu haftaki ilk konuğu 60 yıllık ömrünün 42 yılını spor fotoğrafcılığına adayan ve bu mesleği ülke gençlerine sevdiren duayen İlyas Namoğlu... 1943 yılında İstanbul'da doğdu Namoğlu... Çocukluğundan itibaren fotoğraf sanatına son derece yatkındı. Yeteneği Dünya gazetesi sahiplerinden Bedii Faik-Falih Rıfkı Atay'ın dikkatinden kaçmadı. Daha 18 yaşında bu delikanlıya sahip çıkarak gazetecilerin hocası olarak bilinen rahmetli İsmet Gümüşdere'ye teslim ederler. İki yıl Gümüşdere'nin nezaretinde işin inceliklerini öğrenir. Bu arada askerliği gelir. Dönüşte daha olgun, kendine güven gelmiş olarak kaldığı yerden bu kez Sonhaber gazetesinde işe başlar.

Osmanlı'nın torunları İstanbul'da spor ordusu kurdu!.. Batı Trakyalı göçmen vatandaşlarımızın oluşturduğu, Batı Trakya Türkleri Spor Kulübü'nden inanılmaz yükseliş... Yunanistan'ın İskeçe ilçesi Şahin Köyü'nde yıllardır esaret içinde yaşayan Osmanlı'nın torunları, artık kendi vatanlarında özgürlüğün tadını çıkartıyor. Anavatanlarına döner dönmez evlatlarını esaret psikolojisinden kurtarmak için değişik metotlar uygulayan Batı Trakyalı vatandaşlarımızdan Mehmet Özgür, Mehmet Türkmen ve Hasan Şahin'in örnek girişimi ile sadece kendi çocuklarını değil tüm semt gençliğini ülke sporuna kazandırmak için spor ordusu kuruldu. Zeytinburnu Akşemsettin semtinde çöplüğü gülistanlık haline getiren Batı Trakyalı iş adamları tırnakları ile kazarak yaptıkları "Kartal yuvasının" gururunu yaşıyor.

"Sporda iz bırakanlar" yazı dizimizin bu haftaki ilk konuğu, yıllara meydan okurcasına dimdik ayakta kalmayı başarmış, gençlere hizmet vermeye devam eden Bağlarbaşıspor Kulübü... Üsküdar Bağlarbaşı semtinde Burhanettin Saltuk'un 1948 yılında kurduğu bordo-beyazlı kulüp bugün 1.Amatör'de mücadele eden en sorunsuz kulüplerin başında geliyor. Mükemmel kulüp binası, halı saha, spor tesisleri ve alt yapı okulları ile Türkiye'nin bir çok kulübünün imrendiği Bağlarbaşıspor yarım asırdır dimdik ayakta...

İstanbul 2. Amatör Küme'nin en renkli ve müdavim kulübü Selamsızspor'un bu sene imdadına Büyükşehir Belediyesi Spor Etkinlikleri AŞ. yetişti. 1956 yılında Leon Ohanyan ve Mustafa Saydur tarafından kurulan yeşil-beyazlı kulüp bugünlere gelene kadar Türk futboluna bir çok ünlü isimler kazandırmasına rağmen zorluklardan bir türlü kurtulamıyor. Kulübün 40 yıllık başkanlığını yapan Beylerbeyi'nin eski futbolcusu Özcan Sezer, tarihleri boyunca ilk defa kulübe sahip çıkan Spor AŞ. Genel Müdürü Ayhan Bölükbaşı'na övgüler yağdırıyor. Sezer, "40 yılı aşkın başkanlığım esnasında spor camiasından en ufak bir yardım görmeden düşe kalka ayaklarımızın üzerinde durmaya çalıştık. Bu sene yine aynı duyguları yaşayacağımızı düşünürken Spor A.Ş.'den yardım malzemeleri geldi. Selamsız halkı olarak ilk defa karşılaştığımız bu yardım karşısında şevkimiz artmıştır. Başta genel müdür Ayhan Bölükbaşı olmak üzere belediye yetkililerine teşekkür ederim" dedi.

Hey gidi günler hey!.. Kim derdi ki Üsküdar'ın tarihi amatör kulüplerinden Çınarspor'un yerinde yerler esecek. Çocukluğumun en kaliteli, en dişli kulüplerinden biri olarak bilinen yeşil-sarılı kulüp sahipsizlikten ötürü son demlerini yaşıyor! 1948 sonbaharında Bülbüldere camii avlusunda bulunan tarihi çınarın solan renklerinden aldığı ''sarı'' ve gölgesinde barındırdığı ''Asarbaba'' türbesinin ''yeşil''inden aldığı renklerle Türk futbol tarihinde unutulmaz oyuncular yetiştiren ''Çınarspor'', sahipsizlikten Çinili semtinde bulunan Adıyaman Ortanca köyleri derneğinde ecelle pençeleşiyor! Bir döneme imza atan panter kaleci Varol Ürkmez, G.Saraylı kaleci Bülent, Feriköylü Rıdvan, şu anda teknik direktörlük yapan Tekin Yolaç'ın yanı sıra Türk futboluna yüzlerce oyuncu yetiştiren Çınarspor'un tek kurtuluşu umudu Üsküdar Belediyesi'nde...

Türk spor tarihinde Guiness rekorlar kitabına girme başarı gösteren tek kulübümüzün Eczacıbaşı olduğunu biliyıor muydunuz? Başkan Faruk Eczacıbaşı'nın yönetimindeki bayan voleybol takımı yurt içi ve yurt dışındaki başarıları ile bizleri gururlandırıyor. Trilyon hatta katrilyonlarla telaffuzunu bile zor yaptığımız futbolu gölgesinde bırakan voleybol sporunun duayeni Faruk Eczacıbaşı... Türkiye voleybol liginde üst üste 17, toplam 24 kez şampiyonluğuyla ülkemiz voleybolu Guiness rekorlar kitabına taşıyan tek kulübümüzün başkanı...

İstanbul'un en eski amatör spor kulüplerinden biri hiç kuşkusuz Zeytinburnu ilçesinin Telsiz mahallesinde bulunan Telsizspor'dur. 1954 yılında Kemal Tanju ve Ahmet Gençözlü tarafından kurulan, yıllardır bodrum katlarında, kahve köşelerinde sağlıksız biçimde yönetilen 'Telsizspor, 50 yıl sonra kulüp binasına kavuşmanın sevincini yaşıyor. Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın büyük katkıları ile hizmete giren kulüp binası semt sakinlerini sevinçe boğdu.

Bugünkü köşemizin konuğu bir Gakkoş... Onun işi gençlerle... Onlara bir kariyer kazandırmak ve iyi bir sporcu olmalarını sağlamak için kendini adamış bir insan... O süper gençleri, sahibi olduğu Türkiye'nin 65 ilinde 96 şubesi bulunan FİNAL Dersaneleri'nde yoğurarak ÖSS'de zirveye çıkartmış bir insan... İşte ÖSS şampiyonu süper Emre de onun "FİNAL"inden çıkmış bir genç... O, basamaklara yavaş yavaş tırmanıp sonunda zirveye çıkmanın haklı gururunu yaşarken sporcu kişiliğini de ön plana çıkartmayı hedefliyor. İbrahim Taşel, taşın altına elini koyup 11 yıldır yöneticilik yaptığı Elâzığspor'u daha iyi bir seviyeye getirmek için çabalıyor.

Bu haftaki yazı dizimde sizlere 14 yıl 1.Lig'de başarılı sezon geçiren ve bünyesinde efsane futbolcular barındıran Sarıyer'in dünü ve bugününü aktarmadan evvel, kulübe unutulmayan hizmetler vererek geleceğimiz gençlerimizi ülke sporuna kazandıran belediye ve aynı zamanda kulüp başkanı olan M.Sedat Özsoy'un yaptığı icraatları anlatmak istiyorum... Zaten malumunuz olduğu gibi bu dizimin maksadı; ülkemizde görünmeyen kahramanları gün yüzüne çıkararak onların şevkini artırıp ülkemize daha çok şampiyonlar ve tesisler kazandırmak...