Deniz Gezmiş’in idamı ve sosyalizm övgüsü

A -
A +

Bu senenin 6 Mayıs’ı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişinin ellinci yıl dönümüydü. Bu nedenle, yapılan anmalar daha hararetli geçti. Gezmiş’in mezarı başında yapılan törene CHP yetkileri de katıldı ve heyecanlı nutuklar attı.

Bakın tam on sene önce yayımlanan bir yazımda bu konuda neler söylemişim:

“Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı kesinlikle haksız ve gayri âdildi. Ancak bu, onların… hiçbir şekilde evrensel hukukta yeri bulunan ve faillerinin cezalandırılmasını gerektiren suçlara bulaşmadığını göstermiyor. Ne yazık ki bu insanlar banka soyma, adam kaçırma, darp, şiddet uygulama ve baskı-şiddet yoluyla eğitimi engelleme gibi suçlardan uzak kalmadılar. Bu suçlara hangi amaçla yöneldikleri onları suç olmaktan çıkarmaz. ‘Devrimciler bu suçları işlerlerse yargılanmazlar, çünkü onlar devrimci ve devrim iyi bir şey, ama meselâ ülkücüler işlerlerse cezalandırılır’ diyemeyeceğimize göre, suçları için yargılanmaları mukadderdi ve gerekliydi. Normal şartlarda birkaç sene ceza yer ve 1974 affıyla tahliye edilirlerdi. Sonra bir kısmı ‘devrimci faaliyetlere’ devam eder, bir kısmı demokratik siyasete atılır, hatta bazıları, bu sefer 12 Eylül’ü kazasız belasız atlatabilirse, Özal’ın ANAP’ında politika yapardı...

Gezmiş ve arkadaşları, büyük fikir adamları, önemli teorisyenler de değildi. Heyecanı aklının önüne geçen, dünyanın diyalektik ve tarihsel materyalizm gereği sosyalizme doğru aktığına 'iman eden' gençlerdi... Onlara göre Türkiye, kaçınılmaz olarak sosyalist olacaktı, erken davranıp "Türkiye’nin Lenin’i" olmak en iyisiydi. Bu yolda şiddet kullanmak tamamen meşruydu. Şiddeti sadece kaçınılmaz bulmuyor, aynı zamanda seviyorlardı. Düşünce dünyalarında ‘silahlı propaganda’ ve silah yoluyla siyasi amaçlara ulaşma gayet olağandı… Türkiye’nin şiddet kullanma metodunu benimseyen ana devrimci örgütleri bu dönemde kuruldu ve bunların önderlerinin Vietnam benzeri bir iç savaşın devrimciler tarafından kazanılacağına inancı tamdı…

Gezmiş ve arkadaşları, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söylemekteydi ama ne bunların ne olduğu ne de aralarında nasıl bir ilişki bulunduğu konusunda yeterince net ve bilgiliydi. Özgürlüğün bağımsızlıkla aynı veya onun sonucu olmadığının en büyük ispatı 1960’lardaki sosyalist dünya olmasına rağmen genç devrimcilerde bunu ne görecek göz ne de kavrayacak teorik donanım vardı. Özgürlük dillerinde şarkı olmuşsa da başarılı olup hedefledikleri rejimi kursalardı… kendilerinin kullandığı kadar özgürlüğü bile mumla aratacak bir despotizmin tesisine katkıda bulunmuş veya aracılık etmiş olacaklardı. Zira, bu, bağlandıkları felsefenin doğal ve kaçınılmaz sonucuydu…

Bugün çeşitli ortamlarda Gezmiş ve arkadaşları ‘davaları için ölüme gitmiş’ olmakla da övülüyor. Bu bir 'ölü sevicilik' değilse, aydınlatılması gereken birkaç nokta var. Uğruna ölüm göze alınan her dava yüce midir? Eğer öyleyse davaları uğruna ölümü seçen faşistlere, masum insanları katleden nasyonal sosyalistlere bakarak onların davalarını da yüceltmeli miyiz? Ya uğruna ölüm göze alınan davaların kendileri yanlışsa ve bu yanlışlık tarih ve teori tarafından ispatlanmışsa?”

Gezmiş ve iki arkadaşının idamını her vicdanlı insanın kınaması beklenir. Ancak, siyasi amaçlarla suç işlenmesine, şiddetin yüceltilmesine ve insanlığa felaketten başka bir şey getirmemiş bir ideolojinin tüm tarihî kusurları görmezden gelinerek yüceltilmesine itiraz etmek de şart.

Bununla beraber, sıradan insanların işledikleri suçlardan arındırılmış kahramanlar oluşturmak, sadece Türkiye solunda değil tüm dünya solunda genel bir problem olarak beliriyor. Bu yüzden, Gezmiş’i anma törenlerinde başka bir şey olmasını beklemek boşuna. Gelecek senenin 6 Mayıs’ında da benzer törenler gerçekleştirilecek, Gezmiş ve arkadaşlarının siyasi amaçlarla işledikleri suçlar görmezden gelinecek, insani varoluşa zarar verdiği birçok örnekle ispatlanmış bir ideolojiye mensup olmalarından ötürü sosyalizmi öven konuşmalar yapılacaktır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.