Mahkemeler pek de kontrol altında değilmiş

A -
A +
Muhalefet sürekli olarak hükûmetin mahkemeleri kontrol ettiğini söylüyor. Özellikle Başkan Erdoğan’ın kendisine hakaret edildiğinde hemen dava açtığı ve insanları mahkûm ettiği söyleniyordu. 
Şimdi size iki dava örneği vereceğim. İlki Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın bir televizyon kanalındaki sözlerine ilişkin "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan haklarında açılan davayla ilgili. Mahkeme tutuksuz sanıklar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın "Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret" suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
Davayı karara bağlayan mahkeme, suçun maddi unsurlarının somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanıkların "Cumhurbaşkanı’na hakaret" suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Görüldüğü üzere Erdoğan’ın mahkeme üzerinde baskısı yokmuş. Herhâlde olsa başka türlü karar çıkardı...
Diğeri televizyonu bırakan ama içten içe keşke bırakmasaydım diyen Fatih Portakal’la alakalı. 6 Nisan 2020’de Portakal Twitter’da “Tekalif-i Milliye Kanunu’na” atıf yaptığı bir paylaşımda bulunmuştu.
Bu paylaşımıyla ilgili Portakal’ın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “itibarın zedelenmesi” hükmüne göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenmiş, aynı paylaşımda “Cumhurbaşkanı’na hakaret” edildiği gerekçesiyle de Portakal’ın, 1 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Portakal beraat etti. Kararda “itibarın zedelenmesi” suçunun oluşması için failin, bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine, servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olması ya da bu yolla asılsız haber yapması gerektiği belirtilerek, iddianameye konu paylaşımın haber niteliği olmayıp sanığın kişisel yorumunu içerdiği, asılsız haber olarak nitelendirilemeyeceği kaydedildi.
Söz konusu paylaşımda bankaların veya BDDK’nın hedef alındığına dair olgu bulunmadığı ve dolayısıyla dava konusu eylemin, Bankacılık Kanunu’ndaki “itibarın zedelenmesi” suçunun yasal unsurlarını taşımadığı vurgulanan kararda, dosya kapsamı ve sanık savunmaları dikkate alındığında dava konusu paylaşımın Cumhurbaşkanı’na yöneltildiği hususunda kuşku bulunmadığı anlatıldı.
Yazılan ifadelerin onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek boyutta somut bir fiil veya olgu isnadı ya da sövme içermediği belirtilerek, bu nedenle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunun şartlarının da oluşmadığı vurgulandı...
Demek ki mahkemeler Erdoğan’ın kontrolünde değilmiş. Öyle olsa Portakal ceza alırdı. Bu kadar net.
 
Cem Küçük'ün diğer yazısı
Gece yarısı gözaltı bitiyor 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.