Kumar ve uyuşturucu bağımlılığı millî güvenlik sorunudur!

A -
A +

Geçen sene aralık ayında Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Mehmet Dinç, TBMM Çocuk Hakları Komisyonuna yaptığı sunumda şöyle dedi:

 

“Bu seneye kadar en çok başvuruyu uyuşturucu bağımlılığından dolayı alıyorduk. Bu sene uyuşturucu bağımlılığından çok kumar bağımlılığıyla alakalı başvuru aldık. 2020-2024 yılları arasında kumar bağımlılığı başvurusu yüzde 24 iken bu yıl yüzde 36'ya çıktı. Yine, teknoloji bağımlılığıyla ilgili başvuru yüzde 5 iken bu sene yüzde 6,19'a yükseldi. Kumar bağımlıları 15 yaşından itibaren, internet bağımlıları da 12 yaşından itibaren bize gelebiliyor.”

 

Kumar bağımlılığı konusunda en çok başvuru aldıkları illerin sırasıyla, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya olduğunu belirten Dinç, "Maalesef her yerde kumar reklamları özellikle çocukların, gençlerin görebileceği yerlerde fazla fazla var. Kumarla intihar ilişkisi anlamında da çok net bir bağ var. Bize danışanların çoğu da intihardan önce bize gelmiş oluyor, gelmeyen maalesef intihar etme riskiyle karşı karşıya" diye konuştu.

 

Kumar bağımlılığı korkunç boyutlarda. Eldeki telefonlarla herkes kumar oynayabiliyor. Özellikle sanal olanlar gençleri etkiliyor. Kumar oynayanlar önce kazanıyor gibi oluyor. Çünkü oynayanlar bonus adı altında para veriyor. Bunun cazibesine kapılanlar hemen oltaya geliyor. Sonra elde ne var ne yok kaybediyorlar. İntihar edenler, depresyona girenler, hayatı mahvolanlar, ne ararsanız var. O yüzden asla kumara başlamayın. Çocuklara çok dikkat etmek lazım. Çünkü kumar bağımlılığının benzeri yok. Kumar oynayan birinin gözü hiçbir şey görmüyor...

 

Bir diğeri de uyuşturucu bağımlılığı. Türkiye’de maalesef uyuşturucu kullanımı artmış durumda. Hem de çok fazla. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya her hafta uyuşturucu operasyonları yapıyor. Ancak sadece emniyet tedbirleriyle olmaz. Ailelerin de çocuklarına çok dikkat etmesi lazım. Uyuşturucu da şekillendi. Buna da alışan bir daha bırakamıyor. Sonunda ya sağlıktan ediyor ya da paradan...

 

Geçen aylarda medyaya yansımıştı. Çocukken arkadaş ortamında uyuşturucuyla tanışan C.Y, yaklaşık 30 yıl madde kullandı. Madde kullanımının tek başına bırakılamayacağını, bu konuda mutlaka destek alınması gerektiğini dile getiriyor ve şunları ekliyor:

 

"İlaç tedavisi olmadan, aile desteği olmadan veya yardım almadan maddeyi bırakmak imkânsız. Bir insanın tek başına maddeyi bırakacağını zannetmiyorum. Bir insana karşı bırakırım diyebilirsin ama bırakamazsın. Mutlaka bir yerlerden destek alman lazım. İlaç tedavisi de aile desteği de görmen lazım..."

 

C.Y, uzun yıllar madde bağımlılığı nedeniyle hayatında birçok olumsuzluk yaşadığını, eşinden ayrılma noktasına geldiğini, tedavi ve terapilerle birlikte arkadaş çevresini değiştirdiğini anlatarak, şöyle devam etti:

 

"Maddeyi vücudumdan bir parça gibi hissediyordum. Madde olmazsa ben yaşayamam diyordum. Maddeyi bıraktığım için çok mutluyum. Madde kullanan birini gördüğüm zaman çok üzülüyorum, çünkü zamanında ben de onun gibiydim. İstiyorum ki onlar da onu bıraksın ve bir yerlerden destek alsın. Şimdi işe gidip geliyorum. İşten geldikten sonra çocuklarımla, eşimle, kedimizle vakit geçiriyorum. Yeri geldiği zaman temizliğe yardım ediyorum. Evde bir huzur oluyor, eşim de bana destek çıktığı için hoşuma gidiyor."

 

Kötü alışkanlıklara bir kez alışıldı mı, bırakması çok zor. O yüzden hiç başlamamak en iyisi. Aileler, okullar mutlaka çocukları sıkı kontrol etmeli. Yukarıda dediğim gibi tek başına asayişle olacak şey değil. Bugün Batı’nın da en büyük sorunu bu. Gençlerin hayatı heder oluyor. 

 

Kumar, uyuşturucu gibi bağımlılıklar artık millî güvenlik sorunu olarak görülmeli...

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.